Günü özlemle bekleyen, masum yorgun gözlerim
Bitmeyen şu gecelerime artık ay doğmuyor
Eğer mehtabı sorsan bana
Şu tükenmeyen gecelerde
Çoktan
Unuttum onu
Beni umursamayan
Bir acı
Vuruyor böğrüme
Tüm yüreğime
İçime saplanan
Bir hançer gibi
Hem de derinden
Son nefesimi alıyor gibiyim
Zifiri karanlık sardı her yanımı
Bir ateş var yüreğimde, geceden içime esen
Beklediğim o bahar da gelmedi, narçiçeği koklayayım
Şu uykusuz gözlerime dolarken; tükenmeyen geceler
Her yer bana yakılan-yıkılan, paramparça olan
Kürdistan gibi kızıl alev içinde
O beklediğim güneş
Soylu bir at gibi
Dörtnala
Koşup gelmiyor
Şu ezgin yüreğim hep ezik kaldı
Karanlık burgu başı gibi deliyor içimi
Bu kaçıncı dolunaysız geçirdiğim gece? Belli değil
Bu kaçıncı ölümüm? Özlemini çektiğim o yar gelmedi
Bu sızıya, bu bitmeyen acıya, artık bu can dayanamaz oldu
Her yer karanlık, her yer gece. Ne deniz ne gök masmavi
Şafak uç vermiyor delicesine, yeryüzü yine zindan gibi
Ne ay var ne de yıldızlar
Gayrı yol alınmıyor
Yollar uzun ve uzak
Özlemi çekilen yar
Çok uzaklarda
Hasreti
Yüreğimde
Birçok yaralar açtı
Yine gece
Yine
Sensiz ve yalnızım
Zerre kadar ışık yok
Göz gözü görmüyor
Yine
Gözlerimde
Gözyaşından başka bir şey yok
Acılarım Dicle, acılarım Fırat kadar çağıl-çağıl
Bir bilseler nasıl yorulduğumu, benim nasıl öldüğümü
Doğuda zulüm tüm ufukları sarmış, hiç gün doğmuyor artık
16.03.2017
İstanbul
Kayıt Tarihi : 16.3.2017 20:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!