Yine gecemin kovuğundan çıkardım hayallerimi
Firarda uykular göz kapaklarım kapalı dalıştayım
Serzenişin kıyamında 7/24 nöbetinde kıyamındayım
Kurutup sakladığım yapraklardan demlediğim,
Bitki çayımı yudumluyorum…
Işığım sönük bir iki dal sigaram bir demlik bitki çayımla,
Düşlerimle ısıtıyorum donuk buz tutası gecelerimi
Kimsesiz sessizliğin yalnızlığın saltanatındayım.
Şafak kaçkınlarını sorup aramaktayım
Perdemin arasından gözüme sokak lambası çalıyor
Büyüsünü bozuyor rüzgârın kıpırdanışıyla
Radyomda hafif kısık bir tonda şarkı,
Notalarının tıngırtısı ilham verir gibi
Arıyorum, arıyorum, arıyorum ama yok
Öylesi saklı ki uykular, rüyalar.
Hayallerim bile bölük, bölük kesik, kesik
Yine titriyorum siyahında gecemin
Neden hiç ses yok ıssız karartılar arasında
Suçu neydi gecenin neydi ki zifir karanlıklara tutsak olmuş
Günahı ne yoksa hayalperestlere perde çekmesi mi buna sebep,
Yoksa yıldızlarını saklayan sabahlara kesilen faturası mıydı?
Katran karası zifir gibi tenine değesi çıkaramadığım zifir karası gibi…
Zennehar Yılmaz
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
teşekkür ederim saygı selam olsun...
sizi kutluyorum... şiir hoştu.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta