gecenin namusunu kirletir
sokak lambalarının güdük ışıkları
siyahın üzerinde yeri gelir
ak da leke olur
belini doğrultmaz hayatın
tatlı cana inat mücadelenin
hak olduğu diyarlara
barış güvercinin Anka Kuşu olup
Kaf Dağı’nın ardına uçtuğu diyarlara
çocukların doğarken avuçlarında
taşla doğmaya başladıkları
aramızda yarım kalan ne varsa
bu gece topladım hepsini
yastığımın altına
ama başım sevmez yükseği
kolu büküp yatmak varken…
Yıldızlar mı daha uzak
Yoksa sen mi?
Tepeden tırnağa
Sen giyinmişken
Cana kast etmiş hangi el
kabe duvarından rahmet nefesi aldım
beton yığınlarında vermek için
bütün seherlerden feyz topladım
dualara içten bir amin demek için
Boğaza baktığın gibi
Bak gözlerime
Ve beni sevmediğini söyle
Ey İstanbul
İçimde açtığın boşluğa
çekiliverir kalbe coşkun bir sevgi
bir unutuşun ardından
toprağa da su usulca böyle çekilir
çekiliverir göze yaş tüm dinmezliğiyle
kalabalıkların öznesizliğinde
önce
zaman geçer aramızdan
biz birbirimizden vazgeçmeden
sonra
biz fark etmeden kuruluverir aramıza
Kalplerin pervazlarına konuyor mu
Artık eski sevdalar
Gecelerinde korktukları vardır elbet
Karanlığı masumlaştırmaya
Yetmez yıldızlar bile
Bu şiirin sarmaşıktan kolları
Ruhunu sarmakta gecikmeyecek
Ellerinin çabası
Yakalayacak ellerimi
Son tutunacağım yerde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!