Kimliksizlerin dünyası burası.
Kiminin çarşafı,
Kiminin ruju,
Kadının yırtmacında sallanır,
Bu dünyanın sonu.
Gözlerinle bakma,
Biraz sarhoşum bu akşam
İçimde bir kir var
Bu kir pis değil
Daha çok bir çocuğun çamurda zıplaması gibi
Ilık karlar yağıyor üzerime bugün
İçimdeki pis temizliği atıyorum kusarak
Ölüm nedir dingin için?
Koca koca betonlar yetmez mi ?
Ruhumu kısılı tutmak için.
Yalnız kapanacaksa son sayfa,
Nehirlerce göz yaşı nedir bu aşıklar için?
İyi miyim?
Karşı karşı düşsek,
Hiç gider miyim?
Yıldızlar kadar mı sevdim?
Tuz kadar mı?
Öyle olsa aldatır mıyım?
Ağırlıklar var bavullarımda.
Korkarım aşkın karanlık yüzündeyim artık.
Sevmek denilen şeyin, tanrıların cezası olduğu yerde.
Bir iki adım atsak kibirimizde boğulacağız.
Kırılan zavallılığımıza ağlamayacağız.
O bencillik nehrinde.
Bir gün ağlamayı unutacağım.
Nefesim nefesinize karışmayacak.
Bir gün…
Yaşlarım akmasa bilmezdik,
İçimdeki kıskanç kadın beni hapis almasa ayrılmazdık.
Kaç gece hakikatin kenarında başımı yastığa koyduğumu bilsen, anlardın.
Ve sen hiçbir zaman bunları anlayamayacak bir adam olmadın.
Apaçık hatalar burnumuzun kenarında.
Bir sayfa açılır ve kapanır gözler önünde.
Biri daha çok sever ve ölür aşklar.
Kaçamak bakışların sırrı yok olur gözlerde.
Gidilen yollar anlamsızlaşır, biri daha çok sevince.
Sayfalar gözyaşlarıyla yapışır.
Sayfalarca hapis var,
Sayfalarca keder,
Hiç bağlamsız sayfalar,
Sayfalar var sadece.
Tutmaz, birleşmez
Atlayıştayım,
Hayatımı havaya atıyorum.
Yeniyi arıyorum.
Eskiyi tozlu raflarından havaya atıyorum.
Sıçrıyorum.
Dört duvarımı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!