Üşüyorum, iki beden bir çarşaf.
Biri kan can diğeri buz,
Ceset ruhum
Dönmüyor ve de kanım.
Suni teneffüsleri öpüşme saymışız.
Çalışmıyor kafam,
Sahneye atılan güllerden fazlasına.
Almıyor beynim,
Ezberimden başkasını.
Hazırlanmış bir senaryo günlerim.
Ve alkışlarınızsız bir hiçim.
Bir dağ var göğüsümde.
Hayal kırıklıklarından koca çınar.
Tepedeki yolun ardında yitik bir fal.
Başı yok, sonu yok,
Gitsen gidemezsin.
Çıkış yok.
Bir varım,
Üç yok hissediyorum.
Aile yok, iş yok, aşk yok.
Bir tamım,
Üç noksan hissediyorum.
İstemiyorum artık,
Beklemiyorum sonbaharda kaçan kuşları.
Hüzünlü satırların arasında kendimi bulmaları.
İstemiyorum artık,
Geçenleri unutmamaları.
Ayrılmayalımları.
Bu gece kaç yıldız var gökte?
Sen kaç kere kafanı kaldırdın.
Dünyada yaşadın da,
Göğe kaç kere selam yolladın?
Kaç kederli ruh var yeryüzünde?
Kasveti karanfilin…
Sağı solu kurcala,
Sesleri duvarların,
Taze tırnak izlerinden öğümcek ağı zihnim.
İçerden biri,
Ellerinde beynim.
Kaç kurtar kendini! Kaç kurtar kendini! Kaç kurtar kendini!
Böyle der beynimin içi,
Sat kurtul kibritleri.
Nasıl?
Nerdeyim ki ben?
Bir köprü altında,
Bereket varlığım,
Toprakta ayaklarım.
Göğüsüme açılan her boşluk,
Dünyanın sığınağı oldu.
Üflediğim her nefes kadar huzurla doldu.
Oyununun sırası bana gelmesin isterim.
Haykırırım hep karanlık suların boşluklarında bu yüzden.
Söylemlerinizsiz batalım en derinlere.
Haykırışların fıtratına aykırıyım.
Ben böyleyim efendim, fıtratınıza aykırıyım.
Tek kurşun dilenirim kalbimin en güneşsiz köşesinden,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!