Tarihin rahminde yoğurmuş bizi kader
Artık bu hamuru ne su, ne tuz terk eder
Bu birliktelik hakkın rızasına gider
Ne Amed’iz ne bakır; biz Diyâr-ı Bekir’iz
Gönüllerin sevdasıyız, dillerin zikriyiz
Umutsuz beklemek ölüm gibi hep acı dolu
Umutların bittiği yerde başlar ayrılık yolu
1987
Allah ne feza boşluğunda ne de yerdedir
Allah müminlerin mahzun gönüllerindedir
Hakk'ın didârına âşık o gönül erleri
Bir ömür süren ebediyyet seferindedir
Kar topu gibi sıkıp avuçlarımda
Erim erim eritsem karanlıkları
Sonra sarılıp memesine rahmet güneşinin
Nur sağsam dünyamıza
Boy verip topraktan sevgi fidanı
Çınar misâli yayılsa âleme
Ağrı Dağı misal olmaz ağrıma
Dost hançeri saplanmıştır bağrıma
Kulak vermez beşeriyet çağrıma
Yer yarılmış gök yıkılmış ne fayda
Bir kez daha ölüm emri verildi
Ferhat, aşk için dağları deldi de sanki ne oldu?
Bağnazlık, aşkın yollarına yeni dağları koydu...
Bursa, 2004
Hasretim dağ oldu gözyaşlarım sel
Ne olur bütün sıcaklığınla gel
Hicran dağını çözsün ılık bir yel
Ne olur bütün sıcaklığınla gel
Gel, gel ki şu âlemin gülsün yüzü
Başını dikmiş göklere
Selam verir meleklere
Tûr misali dileklere
Mekân olmuş Palandöken
Hicran ateşini yakmış
Takma bir kirpik gibi duruyor gözlerimde yasalar
Bazen diyorum çıkartsam da çocuklarım oynasalar
1997
Neşe eksem gam biter
Hazin hazin bülbül öter
Dünyada ölümden beter
Bir ayrılık var diyorlar
Rüzgâr eser ılık ılık
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!