Zer ve ziv Şiiri - Feridun Eren

Feridun Eren
213

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Zer ve ziv

ZER VE ZİV

Gece çok karanlık
Sessizlik her tarafı ele geçirmiş gibi
Kimse konuşmuyor
Evin ihtiyar annesi sessizliğini bozuyor
Çok hafif konuşarak

Annedir
Koynunda büyüttüğü üç genç kız
Niyet belli
Ölmeden önce bunları bir evlendirseydim der kendi kendine

İş yok, güç yok
Yünden dokudukları halılardan satarak geçimlerini sağlamaktadırlar
Bu gece yine sabahlayacaklar
Diğer tüm gecelerde olduğu gibi
Siparişler beklemez
Yoksa açlık kapıdan içeri girer

Dışarıdan bir ses
-Ey ahali bu gece hiç kimse güneş doğuncaya kadar
Evinde hiçbir şekilde ışık, ateş yakmayacaktır
Bu emir peri padişahımızın emridir
Yoksa cezası ölümdür der

Aile perişan, nasıl olur
Biz bu ürünleri yarına yetiştirmek zorundayız.
Işık olmasa çalışamayız
Ne yapacağız derler

Küçük kızın aklına çok güzel bir fikir gelir
Evin bütün ışık süzen deliklerini
Dışarıya ışık vermeyecek şekilde sıvayalım
O zaman kimse bizim ışık yaktığımızı anlayamaz
Bizde sabaha kadar çalışırız derler

Gereken yapılır
Aile başlar çalışmaya
Sabaha kadar bitirmeleri gereken işlerine koyulurlar

Bekâr olan padişah
Tebdili kıyafetle, ahalisinin sözünü dinleyip dinlemediğini
Kontrol amacı ile dışarı çıkar
Sokak sokak mahalle mahalle dolaşır
Her şey çok güzel
Halkı sözünü dinlemiştir

Fakat oda ne?
Şehrin en ücra yerinde ,virane bir evde çok küçük bir ışık süzmesi görürler
Bu durumu hemen padişaha söylerler
Padişah bana bırakın der
Bunların neden emrimi dinlemediğini kendim anlamak istiyorum
Eve yaklaştığında bakar ki gerçekten ışıkların yandığını
Başlar evi her yönden takıp etmeye
Yaklaşır
Yaklaşır
Evde nelerin konuşulduğunu duyacak kadar yaklaşır
Evin annesinin çok muzdarip olduğunu hallerinden

Tek geçimlerinin geceleri ip eğirdikleri
Yoksa aç kalacaklarını dinler

İleri saatlerden sonra büyük kız konuşur

Eğer padişah benimle evlenirse
Ona öyle bir halı dokurum ki
Bütün misafirleri üzerinde otursun, yine de bir köşesi boş kalsın der
Ortanca kız o da bir şey mi der
Benimle evlenirse eğer
Ona öyle bir kıldan bir çadır dokurum ki
Bütün misafirleri altında otursun yinede bir köşesi boş kalsın der
Sıra en küçük kıza gelmiştir

Padişah benimle evlensin
Ben ona iki çocuk birden dünyaya getiririm
Biri kız olsun
Biri oğlan
Her ikisinin de saçlarının yarısı altından yarısı gümüşten olsun der

Padişah duyduğu şeylere
İnanamamıştır
Küçük kızın söyledikleri şey çok hoşuna gitmiştir
Ses vermeden oradan ayrılır
Güneşin doğmasını bekler

Sabahın ilk ışıkları ile
Büyük bir alay eşliğinde padişah kapıya dayanır
Ev ahalisi büyük bir şaşkınlık içinde kapıyı acarlar
Aman Allah im

Beni buraya getiren der
Dün akşam istemeyerek sizin evinizi gizli gizli dinledim
İçlerinizden birisi eğer padişah benimle evlenirse
Ben ona iki çocuk birden dünyaya getiririm, biri kız biri oğlan olsun
Saçlarının yarısı altın yarısı gümüşten olsun
Ben onu arıyorum
O içinizdeki kimdir der

Evin en küçük kızı büyük bir düğünle evlenir
Çok mesut bir zaman geçirirler
Mutlu mu mutludurlar
Çok geçmeden hamile kalır
Padişah çok mutludur
İçi içine sığmaz
Nihayetinde doğum yaklaşır

Dünya kurulduğundan beri kötülükler hep vardır
Dünyanın sonuna kadar da var olacaktır
Saray entrikaları durmak bilmez devam ettiği bir zamandır

Sarayın halası çok sevdiği yeğenine kızını bir türlü beğendirememektedir
Tüm uğraşlarına rağmen
Padişah olan yeğeni en sonunda halktan biri ile evlenince
Halanın bütün planları allak bullak olur
Ayırmak için türlü türlü yollara başvurur padişaha sezdirtmeden
Ama başaramaz her defasında

Çünkü padişah olan yeğeni duysa
Ancak ölümlerden ölüm beğenir

Müjdeler sarayın büyük koridorlarında dolaşmakta
Doğum yaklaşmakta
Müjdeler

Hala aklındakileri devreye sokmak vaktinin geldiğini anlar
Hemen tüm iyi niyet göstergelerini devreye sokarak
Padişaha ve hanımına yaklaşır
Aman Allah’ım ne güzel gün çok mutlu oldum
Yıllarca bu günü beklemekteyim
Bu güzel günü der

Bütün ebeleri odadan kovar
Yalnız kendisi ve çok sevdiği kızından başkasını odada bırakmaz
Doğum çok çetin geçmektedir
Bağırışlar sarayın her tarafından duyulmaktadır
Dayanılacak gibi değildir

Nihayetinde doğum olur
Hala dayanamaz oda ne
İki tane nur topu gibi çocuk
Biri kız biri oğlan
Saçlarının yarısı altından yarısı gümüşten
Aman Allah’ım der dayanamaz

Fitne durmaz
Kızıyla sezdirtmeden
Önceden yanlarında getirdikleri yeni doğmuş iki kopek yavrusunu yerine koyar
Çocukların
Yine yanlarında getirdikleri casusları vasıtasıyla çocukları bilinmeyen bir yere gönderttirir

Büyük bir kıyamet kopmuş gibi
Yetişin yetişin
Padişahîm yetiş
Ben sana söylemiştim
Kim olduğu belli olmayan biri ile evlenirsen, olacağı buydu der
Padişah büyük bir korku ile odaya girer, birde karşısında yeni doğmuş iki tane köpek yavrusu
Görmesi
Kıyametinin kopması olur
İçten içe yıkılır
Manzara çok çetin ve kötüdür

Padişah, hanımının verdiği sözü yerine getiremediğinden dolayı
Bugüne kadar verilmeyen cezaların en büyüğünü verir
Şehrin girişine büyükçe bir kafes yaptırır
Şehre her kim ki girerse
Bu kadına tükürmeden geçmeyecek denilir
Cezası ise idamdır der

Yıllar yılları kovalar
Bizim ikizler büyürler
Artık her şeyi bilecekleri yaştalar
Sorgulamalar sorgulamaları başlar
Onları büyüten kadın der ki
Aradığınızı ancak filan ülkede filan şehirde bulabilirsiniz
Ben başka bir şey bilmiyorum

İhtiyar bakıcılarının dediği şehre doğru yola çıkarlar
Nihayetinde varmaları gereken şehre varırlar
Şehir kendilerine yabancı, kendileri şehre yabancı
Bilmedikleri bir ülke nihayetinde

Şehrin girişindeki büyük kafesi fark etmeden içeriye girerler
Bir anlamda zaten veremezler
Şehrin ahalisi bunu duyar ve fark eder
Nasıl olurda padişahîn emrine itaatsizlik eder derler

Çocukların güzelliğinden
Davranışlarından kimse kıyamaz
Adeta şehir ahalisi kol kanat gerer zamanla
Bizim padişahîn halası ve de kızı ise çok geçmeden çocukların kim olduğunu anlar
Korku her taraflarını sarar
Yine planlar yapmaya başlarlar

Çocuklara çok yaklaşır
Âdete çocukların yardım meleği olurlar çaktırtmadan
Günlerden bir gün kız kardeş yalnız evdeyken

Yalnız ve tek başına sıkılmıyor musun?
Kardeşin hep dışarıda sen ise hep yalnızsın
Beni dinlersen kardeşine söyle, filan dağda filan yerde bir sandık var
Adına söz ve sohbet sandığı derler
Sana alsın getirsin derler

Dedikleri yer ve dağ ise devler şehridir
Bugüne kadar kim gitmişse geri dönmemiştir
Amaçları çocuk böylesine tehlikeli bir işe atılsın ki orada öldürülsün
Ya da geri dönemesin
Ve yaptıkları tüm işleri açığa çıkmasın

Akşam kardeşi işten eve gelince ağlamaklı bir şekilde ne istediğini söyler
Kardeşi dayanamaz
Tamam der
Alıp getireceğim der

Çok geçmeden de saz ve söz sandığını çalmaya gider
İş çok tehlikeli ve sonunda ölüm var

Gel gelelim bizim çocukların gerçek babası olan padişaha
Padişah çocukların şehre girdiğinden beri adamları ile takıp etmekte
Saat saat raporlar almakta
Olayları bir bir aktarılmaktadır
Emirler verir sakın ha gence bir şey olmasın
Tüm askerlerimizi gizli bir şekilde bu olaya sevk edin der

Çocuk ve yardıma gelen askerlerle birlikte
Gizli bir şekilde
Devlere sezdirtmeden
Saz ve söz sandığını çalarlar

Çocuk büyük bir sevinçle kız kardeşine saz ve söz sandığını teslim eder

Padişah beynini kemiren
Kafasında oluşan şüpheleri sonlandırmak için büyük bir ziyafet tertipler
İki kardeşi de ayrıca davet eder
Davette gecenin ilerleyen saatlerinde
İki kardeşi özel bir adaya alırlar hizmetliler

Odanın içindeki özel bir bölmede önceden gizlenen padişah
Tüm konuşmaları tek tek dinler
Gençler odada kendilerine sorulan tüm sorulara cevap verir
Başlarından geçen olayları
Annelerini aradıklarını, babalarının kim olduğunu
Halazadelerini

Padişah ise üzgün bir şekilde her şeyi dinler
Hanımına yıllarca yaptığı eziyeti
Halasının nasıl bir insan müsveddesi olduğunu
Bir bir ağlayarak dinler

Gün kuşların cıvıldaması ile başlar
Papatyalar baş vermeye
Nergisler tüm üzgün hallerini üzerilerindi atmaya başlamıştır

Düğün var sarayda
Bu düğün diğer düğünlere benzemiyor
Bu düğün iki yetişkin evladı olan iki insanın düğünü
Padişah tüm özür hallerini hanımının ayakları altına alarak af diler
Nihayetinde gelen af ile
Büyük bir düğün tertiplenir
Herkes çok mutludur
Yeni büyük bir hayat önlerinde

Hanimin yıllarca eziyet çektiği yerde artık padişahîn halası ve kızı vardır
Onlarda kalan tüm ömürlerini orada geçirir
Dururlar

FERİDUN EREN

30.04.2019



Feridun Eren
Kayıt Tarihi : 1.5.2019 16:14:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Feridun Eren