Ben kelimelere tutunarak yürüyen bir şairim. Hayatın en keskin acılarını, en kırılgan sevinçlerini, kaybolmuşlukla yoğrulmuş arayışları şiirin diliyle anlamaya ve anlatmaya çalışan bir yolcuyum. Şiir benim için bir teselli değil; bir hesaplaşma, bir direniş ve bazen bir secde hâlidir.
Şiirlerim, iç dünyamla dış dünyanın çatıştığı yerlerde doğar. Yalnızlığın, aşkın, inancın ve ölümün içinden geçerek kurduğum her dize, bir yolculuğun izini taşır. Benim şiirim; hem sokakta üşüyen bir çocukta, hem çölde susuz kalmış bir âşıkta, hem de bir harab ...
bir hayalin üstüne eğildim —
göğsüme çarpan sokak, alnıma değen yalnızlık
bir çivinin ucunda sarkıtılmış seher vakti
kırık bir dua gibiydim o sabah
ve sabahın altını çizdim —
biçimsiz bir kalemle,
Ben doğmadan önce,
yıldızların dili vardı.
Her harf bir rüya,
her rüya bir kavim taşıyordu
taşların altında ezilmiş bir duâya.
Göğe uzanan bir yalnızlık vardı
Bir akşam ezanında başladı yokluğun,
ufukta kan rengine döndü bütün dualar,
taş gibi çöktü yokluğun alnıma,
sanki doğduğumdan beri aradığım ses,
kendi içimde yankılandı,
"anne" dedim —
Kan bulaşmış önlüğüme
Adını büyük harflerle yazdım günlüğüme
Hiçbir an şahit olunmamıştır güldüğüme
Şahit olacaksınız güldüğüme,öldüğümde
Gülmek için tek bir sebeb sunulmadı bana
I.
Gün, eskisi gibi doğmaz oldu. Kimse yeni ayakkabılarla unutulmuş yokuşlara inmez.
Bayram sabahları bir uyanıklık saatiydi şimdi herkes uyuyor.
Yitmiş tebessümler, rahle kenarına bırakılmış tespihler, ve dedelerimizin cebinde unutulmuş şekerlere bulanıyor bayramlar.
Kimse gözlerindeki ışıltıyı bir selamla canlandırmıyor artık,
Ah, bayram…
Bayram mı dedin sen?
Kim bunu uydurdu, hangi eski defterin arasından çıkardınız
naftalinli tebessümü?
neyin bayramı bu?
Sevdiğimi anlatırken
kendimi sınırla terbiye edemem;
bir heceye, bir uyağa
nasıl anlatılır aşkın
ta derininden yükselen yangını?
Kalbimin dili,
I.
şu kadarını söyleyeyim:
küçük bir şehirde unuttum adımı
pencereler birbirine bakıyor, insanlar birbirine değil
ve unutulmuş cümleler, bir kapı aralığından sızıyor içeri
bir apartman aralığında doğdum ben,
tenhalığı duvar gibi ördüler üstüme
annemin sesiyle konuşmayı öğrendim
ama hiçbir harf gürültüye alışmadı
bilmezsin sen,
Hazırlıksız yakalandım
Hazanın tabiata sunduğu
Sarışınlığa
Hüzne,ayrılığa
Hazindir eylül
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!