Bulanık bir gökyüzü zamanıydı.
Temmuzun ortasında, kuzeyde, çok kuzeyde,
Kapıları tekmeleyen ve Birinci Dünya’nın
Kitabına küfreden bir yalnızlık karşımdaydı:
Hafızası tahminimden çok sağlam
Tahminî ömrü hafızamdan zayıf.
Bulanık bir gökyüzü zamanıydı.
Issızlığı daha da bulandıran sarı bir ışık vardı havada;
Temkinli bir güneş gibi,
Sürekli “Bekle! ” diyen bir trafik lâmbası gibi.
O oradaydı ve kansersizdi henüz;
Cebinden Zenit Yıldızı’nı çıkarıp bana vermek
Ya da havada zahirî bir ateşi yakmak üzereydi
Çocukluğundan getirdiği acılı çakmağıyla.
Bulanık bir gökyüzü zamanıydı.
Arabaların farlarında aydınlanıyordu uzun günler;
Kapalı mekânları ve açık içkileri
Tercih ediyorduk biz de bu yüzden.
Eski Rum evlerinin alkollü kahkahaları
Baba tokadı olup çınlıyordu bazen
Donuk gözlerinin sınırlarında
Ve Sammy Davis Junior siyahîliği
Büzüşüveriyordu dudağının ucundaki gülümsemeye
Sürünüp çıkarak anlı ak hafızasından.
Velhasıl bulanık bir gökyüzü zamanıydı...
Güneş utanıyordu kuzeyde olmaktan, belliydi.
Kuzey, lâkin, utanmıyordu bir türlü
Doyurduğu güneyliden yediği küfürlerden
Ve güneşini dondurmaktan onun.
Gerek kuzeyin gerekse de güneyin
Çok kitabı vardı küfredilecek, belliydi
Ve çok tekmelenecek kapısı.
O, kansersizdi henüz.
Kanser,
Cebinden çıkarıp bana verdiği
Zenit Yıldızı’nda gizliydi.
Kayıt Tarihi : 23.1.2009 15:20:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Tamer Gülbek](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/01/23/zenit-yildizi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!