




© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Takvimler henüz 1980'i göstermemişti. Kitabın önemli olduğu, gerçek şiirin arandığı çağ idi. İkinci el kitapların bolca satıldığı Cağaloğlu'da yürüyordum şiir tutkunu bir delikanlı olarak. Kaldırıma serilivermiş bir çulun üzerinde eski kitaplar... Yüreğimden vuruldum. (Anısıyla bile yüreğim duracak gibi oluyor.) Başım döndü. Gözlerim karardı.... Satıcı adama gösterip fiyatını sordum buruş kırış, el kadar bir kitabın. Adam, üzerimdeki her şeyi istese de vermeye hazırdım. Nefesim kesilmişti. Şairin adı Zeki Uluruh. Ben, koca edebiyat fakültesi okumuş ben, bu adı daha önce hiç duymamıştım. İçinde ne var ne yok, onu da bilmiyordum elbet. Ama içinin ne önemi vardı ki! Kitabın adıydı zaten şiir olan. Sanki bir uranyum cevheriydi. Hemen satın aldım. Sarhoş gibiydim. İçine de uzuuun süre bakmadım, belki efsun bozulur, hayâl kırıklığı yaşarım diye. Adını okudum durdum kitabın. Okudum okudum okudum ve ezberledim: MUTLULUK BENİ ARASIN. İhtimaldir ki hayata veda etmiş olsun. Çeşitli şarkılarda şiirleri terennüm edilen ama kendisi unutulmuş şairlerden biri, Zeki Uluruh. ANTOLOJİ’de de hayatı hakkında ve şiirleri hakkında bilgi yok. Ben, araştırırken Ekşi Sözlük’te şu birkaç satırı buldum, burada paylaşmak istiyorum: {“dün akşam saatlerinde eve giderken yolun kenarında elinde baston olan yaşlı bir amca gördüm. karşıdan karşıya geçmek niyetinde olduğunu düşünerek durdum ancak amca kapıya yanaşarak -kızım ben yakacık darülaceze huzur evine gideceğim. bu altıncı arabam yolu kimse bilmiyor bir zahmet beni oraya götürür müsün, dedi. amcayı arabaya aldım ancak ikimiz de yolu bilmediğimizden yakacık polis merkezine gidip sorduk 5. polis ancak kartal cezaevinin karşısında olduğunu söyledi. doğru aydosun o muhteşem manzarası eşliğinde yola koyulduk. amca kendini tanıttı tüm kibarlığıyla ve: -kızım ben zeki uluruh ünlü güftekar ve bestekar dedi. zeki mürenler, ajda pekkanlar daha niceleri söyledi benim şarkılarımı. ama işte şimdi belediye huzurevinin bir sakiniyim ve aradıklarımda o ünlüler telefona dahi çıkmıyorlar, dedi. bu arada ben işten çıkmış yorgun ve algılama yeteneği zayıf bir dinleme şeklinde huzurevinin kapısına kadar ulaştım. zeki bey tam kapıdan inerken -ben kiminle tanıştım acaba diyene kadar adımı bile söylememiştim tabi kabalıktan değildi. hemen tanıttım kendimi. -ben buradayım odam müze gibidir. istersen telefonumu vereyim, dedi. -yok ben annemleri alıp haftasonu ziyaretinize gelmeyi tercih ederim, dedim ve oradan ayrıldım. eve geldiğimde aklımda zeki uluru olarak kalmıştı ve hemen internetten aramaya başladım. sonunda ajda pekkanın sitesinde bir şarkının güftesinde ismini görünce şarkılarından dinleme imkanım oldu. ne kadar bilinen eserlere imza atmış meğer. bense tamamen tesadüf eseri kendisinden haberdar oldum. annem türk kadınlar birliği üyesi olduğundan ziyareti daha anlamlı kılmak istediğimden annemleri alıp gelirim demiştim. hiç ummadığını düşünüyorum zeki beyin gideceğimizi ama annem organizasyonu yaptı bile.yakacık darülaceze(belediyenin) huzurevi sakinlerini ziyaret etmek isteyenlere ve ilgilenenlere bilgilendirmedir.”}

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!