yıldızlar kadar uzak olsan da
güneş sıcaklığındasın
bitmeyen gecellerin ayazında
yüreğimi ısıtan
iliklerime işleyen
zemheri soğuklarında
güneş tüm sevecenliğiyle
okşarken tenimizi
eserken güzel ege rüzgarı
nedir içimizi ürperten
gün düşerken bababurnunda suya
renkler okşar bu kez
karlı bir şubat günüydü
kara haberin
kara bir kış gibi gelmişti
üşümüş donmuştu yüreğim
sızlamıştı burun direğim
gün gece olanda
dolar içime hüzün
yumak yumak dolar göğsüm
ne sigara ne de içki
teselli vermez
şarkılar da
sessizliğin sesini dinlerken
iğde kokulu sevgilerimi bıraktım
dost rüzgarların sırtına
bilirim koşar ovaları
aşar dağları
gökyüzü neden alacalandı
neden yürekler sızılıdır hep
prangalardan
habersiz
yaşayan mahkümları
düşünmek midir yazgım
yürüyorum
aklımın götürdüğü yere doğru
dere atlıyor
dağ tepe aşıyor
ova koşuyorum
aşıyorum engeller
umudu unutup
hayallerini yüklediler beynimize
sevdayı kitaplarda okuduk
kalabalık olduk
düştük
sevgisiz yollara
bir bıçak sızısı
bırakarak
yiğitçe koştular ölümsüzlüğe
nerededir
sorulmasın
gülen yüzünü özledim köyümün
zeytin ve balık
ve anason kokan sokaklarını
karayel ve poyrazını
kalenin karşı kıyılara selam verişini
ilginize teşekkürler.onure ettiniz beni..
sizinle tanışmak isterim çünkü şiirlerinizi ve hayat hikayenizi okudum çok hoşuma gittiniz