Bir bilsen halimi ,bir bilsen
Sensiz geçen günlerimde ağlıyorum
Hayalimi süsleyen, rüyalarıma giren
Bahçelerde, bağlarda ve sensiz her yerde
Hep seni arar, hep seni düşünürüm.
Top ateş etti, gülleler fırladı.
Gökten yağmur gibi kurşunlar yağdı.
Kara toprak kızıl kana boyandı.
Bize cenkçi ,zulmün hasmı Türk derler.
Yayla çiçeği gibi üşümüş
Rengi gitmiş, sararıp solmuş.
Uzakta harıl harıl ötüşen kuşlar
Gecenin sessizliğini ikiye bölmüş.
Ağaçlar abide gibi yükselirken ufka
Bar vermek için , çiçek açmışlar.
Yine şahlandı dadaş
Gürleyip coştu
Her an bu memleketin imdadına koştu
Erzurum'un dadaşları
Yiğit oğlu yiğit, şanlı Erzurumlular
Açma delik bağrımdaki yaraya
Sonra kokar iğrenirsin.
Gönül severse , göz güzel görür.
Gönül bahçesine var mı bir delik?
Bir garip gezginci , düştük bu yola.
Ne olur gardaş , beni o yerde ara.
Tersine mi döndü devran biz için
Firkatli , matemli zamana kaldık.
Bundan böyle ah ve figan biz için
Zalimlerin zulmünden amana kaldık.
Dost dost diye, bilsen sana nasıl sarıldım.
Dertlerimi döktüm sana , boşaldım.
Duman, bacalardan çıkar.
Eğri büğrü, ufka doğru gider.
Fakat duman , duman oldu olalı.
Böylesine duman görmemişti.
Baca , baca oldu olalı
Böyle duman görmemişti.
Dün senin atlarının kişnediği
Trakya da ,Azerbaycan da ve
Diğer o güzel topraklarda
Şimdi baykuşlar ötmekte
Çık Anadolu'ya seyret yaylaları
Suya indirirken çobanı
Sürüsünü toplamakta
Dinle yanık yanık öten kavalını.
Dinle de gör ,dinle de gör.
Fakirleri bu dünyada kim sever ?
Zenginin her zaman talihi yaver.
Bize yardım ede , Habib-i server
Yine fakirin çarkı dolanır tersine.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!