Aklında olmasan da
sana uzak değilim.
Sana veda ettiğim
Gitme kal diyemediğim,
Yaşadığım yerde
Kadehlerin dibinde
Korkmayacağım aşkın gazabından
ilk gözlerini gördüm gözlerimle
Yeşil gözlerinde İlkbaharı hissettim.
Sonra saçlarına dokundum.
Sarı saçlarında sonbaharı,
Sisli kalbine hapsedilen aşkım lal.
Ardından dilim,
Ses çıkarmıyor birbirine değen elim.
Ayrı zamanlarda ağlayan
gözlerim birbirine küs,
yokluğuna gömülen kalbim düşkün süs.
Hasrete ağlar bu şehir, bu topraklar.
Siyah-beyaza bürünen şafaklar
Arar seni zavallı, günahsız gözlerim
Gam dolar yüreğime, bir seni özlerim
Tenim kokar yağışına, donar buz olur yüreğim.
Titrer. Yalnız, sensiz ve yorgun bedenim.
FERAYE
Buğulu pencereme devrildi solgun yüzün
Bana bakan gözlerin, bir el olmuş Feraye.
Demlenen yüreğimde, senden kalan bu hüzün,
Matemini yaşayıp bir kül olmuş Feraye.
Bahardı
Yeşillikler arasında
Rüzgarda sallanan
Gelincikler gibi titriyordum.
Bu diriliş mevsiminde
Hayatın orta yerinde
Böyle mi Usül.
Denizde boğulan karada kayık,
Ufukta görünme, öz de batarsın
Beyaza bürülü, yamaçta yayık
Yalana bürünüp, söz de satarsın,
Siyah-beyaz karelere bürünen akşamda
Sen bende neler bıraktın bir bilsen.
ılgıt-ılgıt esen rüzgar gibi bakışını,
Akdenizin mavi-beyaz köpüğü gibi yüreğini…
Çekip gittin sormadan.
Sevdiğimdin, aşkımdın.
Gittin yağmur gibi…
Peşin sıra hazan yaprakları,
ardından gözlerim.
Geceye dalıyorum.
Yalnızlık elimde,
Gökkuşağı belimde kaldı.
Savaşa hayır
Çoluk-çocuk ergen, ihtiyar beden
İster mi ölümü zaman gelmeden
Sunum erk' mi yoksa, fal mı bilmeden
Bilmesek de hayır, bilsek de Hayır.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!