Ayazlı bir gecenin sabahında
Karanlıkla doğan güneşle
Silkinip uyanan çiçekler gibi
Kitaplarla uyanmak istiyorum
Tarihler boyu alevlenen
Ne kazması ne de küreği vardı
Kardeşim seni bahçeye dikerken
Sulamak için yalınayak koşardı
Okuldan gelince hemen bahçeye
Ne kovası vardı sana su vermeye
O toz pembe hayallerine
Kadeh kadeh içtiklerine
Bir gün kahrederek eyvah
Eyvah diyeceksin aşkım
Bitmek bilmeyen isteklerine
Haddini bilmeyen itleri
Millete gösterilen ipleri
Haksız doldurun cepleri
Bunlarında bitecek pilleri
Gün olacak ekşiyecek yüzleri
23 Eylül 2012 tarihinde 23 yaşında aramızdan ayrılan biricik kızıma
Günler ne çabuk geçmekte hazan mevsiminde
Yıl olmadı akşamları esen sonbahar melteminde
Gündüzler bizlere azap oldu geceler serinliğinde
Yaralar daha da azdı sessizce kalbin derinliğinde
Dedem dedesinden almış emanetini
Babamda dedemden almış vasiyetini
Babamda bizlere bıraktı dünya servetini
Gün gelecek devrederim sana mülkiyetini
Atalardan emanetin var bende çocuğum
Elimden düşüp kırılan bardağın parçalarını
Dalından koparılıp yolunan gülün yapraklarını
Ayazdan çimlere düşen çiğ damlalarını
Ben nasıl toplarım, nasıl toplarım.
Karda açan kardelen çiçeği dudaklarını
Öpünce dudaklarından gülümserdin melekler gibi
Şimdi çaresizim biçare bebekler gibi
Unutulur derlerdi unutamadım o ağacın dibini
Usulca geçti seneler sessiz akan sular gibi
Unutma ki sevgilim halen gönlümdesin
Mağrur olman neye yarar
Unutma ki seni yaratanın var
Dün kendini peygamber sananlar
Bu gün kara toprak altındalar
Heybetinle peygamber olamazsın
Sanırım yine yağmur yağacak
Bu gün yağmurla buluştu toprak
Nefes aldı ağaçlar, oh dedi yaprak
Serinledi her yer, yollar ıslak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!