Ben hep seni sevdim öbür yanım, adını öğrenmeden
Sarışın mı, esmer mi, uzun-kısa bilmeden
Görmez mi, duymaz mısın, yoksa yürümez misin
Benden kaç yaş büyüksün kundakta bebek
Belki de doğmadın sen
Düşünen beynin, seven kalbin yetti bana
Ben desem ikiyüzbin, sen de ikiyüzelli
Ne yattığı yer belli, ne de vurulduğu yer
Mahşer Conkbayırı'na kurulmuştu besbelli
Her Mehmetçiğin göğsü olmuştu birer siper
Şehit analarına göndererek teselli
Şehadet köprüsünden geçtiler birer birer
İstemeden yürüdüler yalnızlığın kumsallarında
Yalnızca
Bırakıldılar
Dopdolu sevgileri yüreklerinde büzüldü
Beyaz gelinliklerinde arandı saflıkları
Kırmızı kuşakların ardında
Şu hayat dediğin pamuk ipliği
Gün gelir ki kopar ince yerinden
İyisi lâfı güzaf kötü söz kalır
Yaralar kalpleri öyle derinden
Ayaklar altında ezerler seni
Acılar
Taçsız hükümranlığının yüzerken
İhtişamında
Sevgi
Denizinde hasret boğulur
Vuslata ermez ki gönül
Anıların “gel-git”lerinde ellerin
Ellerin yosun tutmuş
Tükenmiş tesellilerin
Mecrasında kurulacak bir hüzün sofrasında
Beklentilerin
Yorulacak
Ey Aşk! ..
Belli ki…
Pembe bulutlarda aramak gafletindeydi sana yolculuğum.
Sırça kadehlerde mey duruşunu
Bir karabulut darbesiyle elimden kayıp düşüşünü
Yeryüzüne dağılışını seyrettim aynalarda
Merhaba ablacığım ben ertaç uzun yol bütün şiirlerini okudum hepsi bir birinden güzel. Yorumlamanız için bende size bir şiirimi gönderiyorum.Selamlar...
GİTMEK VARMIŞ
Çekip gitmek varmış bu şehirden
Mil çekip yüreğime
Dağlamak varmış sevdamı
Sensizde yaşamayı öğrenip
Ka ...