Zehirden Damıtılmış Bir Şehrin Otopsisi ...

Oğuzhan Ceylan
27

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Zehrini içtim şehrin, her yudum başka sessizlik
sokak sokak eririm, içim kuyudan karanlık
düşsem kimse tutmaz, toplasam kimse görmez külümü
her kırığımda başka ayna, her aynada başka çocuk.

Odamda saatler tersine kanıyor, zaman tavandan damlıyor,
iğneler geceyi dikiyor zamana, her sökük başka yara

Tamamını Oku
  • Huri Çalışkan
    Huri Çalışkan 21.11.2024 - 19:32

    yürünür yürümesine, ayağa da kalkılır,
    ancak hâkikât olan birde yürüyene sormak lâzımdır o mayın acısı ile nasıl ayağa kalkıp yürüyebildiğini....madem ki yürüyebildi onca şeylere rağmen kendi omuzundan öpmeli, o acı veya yük ile o yolları yürüyebildiği için.... Her satır demeyeceğim her harften hissettim iğne acılarını, noktası virgülü dahil.... o yüzden dilime nakşeyledim belki de ne vakit bir acı görsem bir yerde kalbine sakinlik ve dayanma gücü versin diye..... fazlasıyla versin bu satırları yazanın akıttığı göz yaşlarıyla ve yazarken gergefinde ki oluşan düğüm düğüm acılar hissedene.....huzurla kalasın

    Cevap Yaz
  • Oğuzhan Ceylan
    Oğuzhan Ceylan 21.11.2024 - 15:48

    Gam türabıyla yoğrulmuş, hicran ateşiyle kavrulmuş bir kalbin yankısıdır bu satırlar. Her bir mısrada akan mürekkep, aslında gözlerden süzülen yaşların müsveddesinden başka nedir ki?
    Buyurduğunuz gibi, şehrin zehri geçici, gölgelerin boğuculuğu fani... Lakin bu fanilik içinde dahi, keder çiçeklerinin açtığı bahçede gezinmek, dert gülşeninde soluklanmak da bir başka hüner değil midir? Her bir satır, elem meşkinin mürekkebine batırılmış kalemden damlamıştır desem yeridir.
    Bizler ki aşk dergâhının dervişleriyiz, her yaradan bir gül bitirmek, her çileden bir nağme çıkarmak bizim nasibimiz olmuştur. Zira bilirsiniz, en güzel şiirler yaralardan süzülür, en derin manalar ızdıraptan doğar.
    Bu naçiz satırların sizde böylesi derin akisler uyandırması, gönül yaramızın ortak olduğunun nişanesidir. Zira ancak aynı derdi çekenler birbirinin dilinden anlar, aynı yolun yolcuları birbirinin izinden gider.
    Kelimelere ruh veren anlayışınız ve gönül gözüyle okumanız için müteşekkirim.
    Cümle dertlilere şifa, yaralı gönüllere deva niyazımla...

    Cevap Yaz
  • Huri Çalışkan
    Huri Çalışkan 21.11.2024 - 14:59

    Böylesi derin bir şiir, içinde kederin ve yalnızlığın izlerini taşıyan bir kalbin fısıldaması... Bu duyguları yaşayanlar ise azımsanamayacak kadar çok. Şehirlerin zehri de gölgelerin boğuculuğu da geçici; ancak kendi kuytularında yankılanan seslere rağmen, "Hasbünallahü ve nimel vekil." Bu, karanlığa karşı en büyük teselli.

    Böylesi satırları yazarken hissedilen o duyguların derinliğine ve "O" duyguya selam olsun. Dayanıklılık ve güç dilerim.

    sevgilerimle...

    Cevap Yaz
    Oğuzhan Ceylan

    Gam türabıyla yoğrulmuş, hicran ateşiyle kavrulmuş bir kalbin yankısıdır bu satırlar. Her bir mısrada akan mürekkep, aslında gözlerden süzülen yaşların müsveddesinden başka nedir ki?
    Buyurduğunuz gibi, şehrin zehri geçici, gölgelerin boğuculuğu fani... Lakin bu fanilik içinde dahi, keder çiçeklerinin açtığı bahçede gezinmek, dert gülşeninde soluklanmak da bir başka hüner değil midir? Her bir satır, elem meşkinin mürekkebine batırılmış kalemden damlamıştır desem yeridir.
    Bizler ki aşk dergâhının dervişleriyiz, her yaradan bir gül bitirmek, her çileden bir nağme çıkarmak bizim nasibimiz olmuştur. Zira bilirsiniz, en güzel şiirler yaralardan süzülür, en derin manalar ızdıraptan doğar.
    Bu naçiz satırların sizde böylesi derin akisler uyandırması, gönül yaramızın ortak olduğunun nişanesidir. Zira ancak aynı derdi çekenler birbirinin dilinden anlar, aynı yolun yolcuları birbirinin izinden gider.
    Kelimelere ruh veren anlayışınız ve gönül gözüyle okumanız için müteşekkirim.
    Cümle dertlilere şifa, yaralı gönüllere deva niyazımla...

Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta