Bu insanlar nereye koşuyor?
Birbirine çarpmadan, takılıp düşmeden,
nasıl evlerine gidebiliyorlar?
Yağmuru, çimleri, güneşi ezip geçiyorlar.
Sevmeden nefes almayı nasıl başarıyorlar?
Bir ağacın yaprağını okşamadan
nasıl aşkla aşklanıyorlar sevdiklerine?
Betonlar içinde, toprak kokusu almadan
nasıl methiyeler dizebiliyorlar, akılda kalmadan?
İhtiyar bir göze yansımaları değmeyince
nasıl rahat uyuyorlar yataklarında, 2.80 uzanarak?
Gölde taş sektirmeyi mi bilmiyorlar,
yoksa taştan kalelerle maç yapmayı mı?
Dizleri hiç mi kanamadı?
Toprağa hiç mi değmedi elleri?
Gül aşkıyla dikenlerle tanışmadılar mı?
Hiç mi şiir okumadır?
Hiç mi kitaplarda uyuklamadılar?
Hiç mi kütüphaneye uğramadılar?
Asfalta küsemiyorlar mı?
Mazot kokusuna hep mi hayran kalacaklar?
Hep mi gürültülerde yaşayacaklar?
Hep mi plastik çiçek olacaklar?
Ahval-i acizaneleri neden hep keyifli?
Çek arabayı Sevda Tepesi'ne faytoncu amca!
Burası beni boğuyor, burası beni boğuyor, burası beni boğuyor.
Bulutlara, çiçeklere, kuşlara, güneşe dokunmalıyım.
Anıları anmalı, anılarla yaşamalıyım.
Az daha hızlı sür, atlara vurmadan, canları acıtmadan
ya da dur, şuracıkta indir beni,
hüznümü azıtmadan, beni umuda bağlamadan.
Kayıt Tarihi : 8.10.2020 23:51:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Savaş Barha](https://www.antoloji.com/i/siir/2020/10/08/zayi-olan-anlar.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!