Günlük yapmam gereken evişlerimi bitirdim nihayet. İlk bakışta sıradan gibi görünse de, oldukça yorucu işler. Her gün aynı şeyler işte, bilirsiniz. Ertesi gün ise, yeniden başa dönersiniz. Yaptığınız tüm işler, bir yokedici tarafından yok edilmiştir. Başlarsanız aynı işleri yeniden yapmaya. Sanki tiyatroda size verilen bir rolü oynar gibi. Üstelik sonunda alkış falan yok. Bu evişleri neye benziyor biliyor musunuz? Söyley’im: Her gün bir ev yaparsınız, kapısını – penceresini takıp evi bitirmek üzereyken gün akşam olur. Sabahleyin kalktığınızda bir bakarsınız ki, bitmek üzere olan eviniz yıkılmış, yalnızca temeli kalmış. Haydi yeniden başla çalışmaya, bir sonraki gün yıkılacağını bile bile. Şu kadınlar ne sabırlı yaratıklar(ız) !
İşlerimi bitirince bir kahve pişirdim kendime, yaktım sigaramı (maalesef) , keyif yapacağım aklım sıra. Fincanı ağzıma götürürken ellerime gitti gözlerim, keyfim birden kaçtı. Dikkatle baktım ellerime, irkildim. Nasıl da bitkin duruyorlardı kollarımın ucunda. Damarları belirginleşmiş yorgunluktan. Bir harita gibi ellerim. Yüzük parmağım boğuluyor sanki alyansımın içinde. İdam mahkumu gibi. Eklem yerleri de şişmiş biraz. Parmak uçlarım çatlamış, rengi değişmiş.
Ah! Bedenimin yorgun savaşçıları! İyilik, güzellik, kadınlık ve anneliğin gerekleri uğruna verdiğim çabanın gönüllü belki de zorunlu emekçileri ellerim.....
Ellerimin hiç de hoş olmayan görüntüsü üzdü beni. Onlara ne kadar haksızlık ve onları nasıl ihmal ettiğimi düşündüm. Utandım, suçluluk duydum. Onların bu hale gelmesine nasıl göz yumdum ben! Soğukta, bir çift yün eldiven içinde neden korumaya almadım onları? Buz gibi sulara sokmaya, kaynar sulara daldırmaya, bir tahta bezi gibi kullanmaya nasıl kıydım? Bazı hanımlar gibi neden iş eldiveni kullanmadım? Losyonlarla, kremlerle, nemlendiricilerle yeteri kadar neden beslemedim? Yorulduklarında, neden hiç oralı olmadım? Hırpalanmalarına, çizilmelerine, kırışmalarına neden ses çıkarmadım? Uyarılarını neden duymazdan geldim?
'yok olmak üzere çıktığım koşuda
h e r - m o l a d a
bana su veren biridir sevgili
öpmeye / sevmeye
Yüce mevlama şükrederim ki kalbim attığı sürece ellerim hep üzerinde olsun. Sayın Esen tebrikler,bu kadınlar için de olsa biz erkeklerde onsuz yapamayız.Harikulade deneme...
elleriniz dert görmesin...sevgiler..ilkgül çelebioğlu
çok güzel...zevkle okunası.. sevgiyle neşer selman
Bir bardak sıcak çay, sıcacık bir simit ve her satırında buram buram duygu kokan, bir adet sevgili dost Kamuran Esen marka,
sevgi pınarı...
Bu pınar hiç kurmasın hep gönüllere AKSIN DURSUN.
'Zavallı ellerim! Biliyorum, size, gereken bakımı ve ilgiyi göstermekte çok geç kaldım. Sizi yordum, incittim....... Tüm bunlara rağmen sakın terketmeyin beni. Birlikte alacağımız yolumuz var daha. Tutulacak eller, okşanacak yüzler, uzanacağımız çiçekler var. Birlikte üstesinden geleceğimiz dağ gibi işler var bizi bekleyen. Lütfen beni yalnız bırakmayın. Kanatsız kuş, susuz değirmen gibi ko’mayın. '
Sevgili Kamuran, degerli ögretmenim; güne düsünerek baslamami sagladi anlamli denemeniz. Tesekkürler kardesim.
Insanin Allah'in emeneti olan vücuduna dönük teshisleri basladiginda öze dönüs basliyor. Hayirlisi olsun sevgili kardesim. Insallah zararli olan her seyden uzaklasmak kismet olur da, emenete olan görevimizi ihmal etmemis oluruz.
Sevgi,saygi ve selam gönderiyorum sevgili meslektasim.
artık şiir bekliyoruz sevgili esen
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta