Zarüret Anam Babam Zandı Şiiri - Nil Alaz

Nil Alaz
275

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Zarüret Anam Babam Zandı

İyiler, zor günlerde, zarüret yüzünden kötülerle bağdaşırlar, Aslan bile zarüret yüzünden, iyice acıktı mı leş yer

MEVLANA


Zarüret Anam Babam Zandı

Acı bir gülümseyişle
Sıvazladı sırtımı nasırlı çilekeş eller
Yol aldı alnının orta yerinden derin çizgilerde sözcükler
Bilenmiş. başı dik
Dedi ki Zaruret anam;
Bak bebe, dinle beni, kulak ver hele
Karabulut kümesidir her bir damla gözyaşım
Her bir damla gözyaşım okursanız mektup
Arada toplarsanız diye ekerim sevgiyle öbek öbek çiçek

Ah kuzucuklarım
Her musibetten alarak kıssadan hisse
Heybenizde irfan ve ilimle
Her daim ileriye... İleriye...
Güneşe doğru yol alın.

Okuyun. İlk emir oku!
Masa başında ahkâm kes iyonuz!
Elleriniz ojeli dudağınıza dökülmüş rujlu asfalt
Masum kiraz pembeliğine inat
Şehvetle sırıtıyor kıpkızıl

Alacaklıdır yakama yapışır üç yüz altmış beş gün
Sığdırmaya çalışmayınız beni daracık bir güne
Giydirmeyin bana hep aynı elbiseyi
Takılıp kalmayın geçmişe

Bilmez misiniz?
İçten yakılmayınca türküler
Gamlı yürek basmayınca hüznün iki teline
Acıyla dağlanır emeğin yanık sesi
Bakın görün;
Engin ovalara diktiler bir gökdelen
Ağaçlar saksıda süslü çiçek
Bir çocuğun resmi çiziliyor buğulu camlara
Bekliyor anasını pervazsız koynuna kıvrılacak
Dikine dikine batıyor gözüme geven yüzü buruşuk
Dedim ya okursanız her gözyaşım mektup

Vuruluyorum. Defalarca. Sessizce. Düşmüyorum
Ayakta öleceğim.

A ha şu derya gözlerim tanıktır
Kaç fidanı verdi ellerim toprağa
Aşırdık suları derelerden
Güneş tepede yakıyor acımasız
Dağların ovaların karnını yararak ilerliyoruz
Nasıl büyüyorUz.
Sırtımızda bebeler altları pis
Oyalansınlar diye ellerinde bir kuru ekmek
Bal yalarsın dillerinden
Agucuklarından
Ve
Kaç gece kavuşur sancılı sabahlara
Bir bilsen ağarmış kınalı saçlarım
Dile gelse yazar mersiye

Bir eşeğe bir bana/ Bir bana bir eşeğe
Sırtımızdan eksik olmadı kötek
Yine de küsmedik
Barıştık hayatla
Yaşam dedik
Verilen emaneti değer bildik
Koruduk
Çaldık kaşık çorbaya
Dürdük ekmeğimizi
Sıvazladık ağıran yanımızı
Ovaladık azan dişimizi
Baharda çağlayan azgın derelerin ninnisiyle
Uyuttuk birbirimizi
Adını koymadığımız sevda kırıntılarınla
Ayaklarımız birbirine değdi
Ayırmadık döşeğimizi
Anamız zaruret babamız zandı.

__/Savaşta barışta hep biz vardık.
Elif analarımız örterken mühimmatın üstünü,
bebeler donarken soğukta...
Ayırım mı vardı erkek kadın diye?
Onların torunlarıyız biz...
Tamamladık öyle böyle eksik yanlarımızı
Sokmayın aramıza nifak.
Sokmayın!

Oku kızım oku.
Tarihini gelmişini geçmişini...
Kulaktan dolma bilgilerle doldurma zihnini.
Çok çocuk doğurmak değildir marifet.
Ona ne vereceksin?
Çıplak ağaç
Oku!
Önce oku.
Oku.
Giyin sıkıca bilgiyle
Ezme
Ezdirme kendini
Kocana, babana, arkadaşına
Bir gün sırası gelecektir
Kaç çoçuk istersen o zaman doğur

Mirasına sahip çık!
Bu soylu ırkın, damarlarında dolaşan kanın hakkını ver.

Bir nefes diriliktir!
Yaksa da çek içine sonsuz özgürlük
Beyninin her kıvrımında duyguyla mantıkla işle mücevher
Değerinde...Kıymetini bil! ...

2007

Nil Alaz
Kayıt Tarihi : 13.2.2010 00:59:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


3 çoçuk doğurun diyenlere- naziredir nazire -

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Erdal Ceyhan
    Erdal Ceyhan

    Nil Usta, işte şiir bu ! Senin böylesini şiirlerini bulmak ırmağın dibinde mücevher bulmak gibi..'Oku' ..Tabii ya.Başka yolu var mı? Onun ötesinde kadınlarmız..Analarımız var bu şiirde..Ne yok ki ? Başka söz yok .. (ERCEY)

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Nil Alaz