“içinde senin hayatın yazılı ama ancak öldükten sonra okuyabilirsin bu kitabı”
-açtığım ilk zarfın içinden, kapağında yukarıdaki sözler yazılı bir kitap çıktı.
* * *
-kitaplar eksilirken, kütüphane raflarından...
önce, öncü tarafımıza, öylesine dönülmez bir komut verdiler
ardınıza bakmadan sürün atlarınızı uçurumlara doğru dediler.
biz, dört nala toz duman içinde ve kanımız ter gibi yapışırken
gözlerimize, bedenlerimiz ve yüreklerimize,
kendimizi bulduk birdenbire, derin uçurumların en derinlerinde.
(ama ceza kuşlara kesilecektir, kanatlarını vermedikleri için atlarımıza)
...,
-buz kıran gemiler kül taşır, buzlar arasında...
sonra, yüreğin her yönden rüzgar aldığı, o ayaz zamanlarda
ışığı beklemeyi öğrettiler, bir pencere yahut dağların ardında.
işte böyle zamanlarda tutuştuk, kıvılcım olduk, yangın olduk
sevgiliye, memleket ve yaşanacak hasretlere,
kavuşmak için kavga gibi ellerimiz ve ateş gibi yüreklerimizle.
(oysa hangi yaşam sığar ki gözü saatte olan görüş saatine, hangi aşk)
...,
-uçurum derinlerinde, kuru ağaç ormanlarına...
şimdi, karanlıklar içinde, hiç tadılmamış tadını umutlarımızın
boş sayfalarında arıyoruz tek-tek, zarflardan çıkan kitapların.
ya da kuru ağaç dallarında, rüzgarını kaybeden uçurtmalarız
yarına mil çekili gözlerimizle, bu ölüler şehrinde,
elbet bir gün diyen bir heceyiz sadece, sonsuzluk nöbetimizde.
(siz gene de yetmez demeyin, bir çocuğun nefesi uçurtmayı uçurmaya)
Cevat ÇeştepeKayıt Tarihi : 22.4.2013 08:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
(sıradan yaşamlar içinden...) kitaplar eksilirken, kütüphane raflarından..,buz kıran gemiler kül taşır, buzlar arasında..,uçurum derinlerinde, kuru ağaç ormanlarına...

Elbet bir gün diye diye geldik bu günlere,
ama her deyişimizde kitaplar eksildi bir bir...
Umutları boş sayfalarda arıyoruz...
Ne kadar doğru.. Bu güzel ve anlamlı şiir için kutluyorum Cevat bey..
Yıllar geçse hep okunacak şiirlerinizden biri.
22.04.2013 10:22:00
Ah o kitap kokuları yok mu, defter kalem, mektuplar elbet zarflardan çıkan, en çok mektubu askere giden ağabeyime yazmıştım, zaten başka da mektup yazdığım olmadı ya.,
Öyle çok tanıyorduk ki birbirimizi, çocukluktan gençliğe, hatta orta yaşa doğru ilerlerken bile hiç ayrılmamıştık.
Zarftan ne çıkacağını, yani neler yazılı olduğunu ezbere bilirdik ya gene de açıp okumak ne muhteşem bir duyguydu anlatamam.
Ondan gelen mektupların üzerinde 'GÖRÜLMÜŞTÜR' yazardı hep kırmızı mürekkeple. Neredeyse yani ulaşım ne kadar zor olsa da onbeşgünde bir gelirdi mektubu cevabı da aynı şekilde giderdi elbet.
1979 yılının baharıydı sanıyorum, Nisan-Mayıs gibi, (sözüm meclisten dışarı) bizim inek ikiz yavrulamış ve biri erkek biri de dişiydi, yemedim içmedim bunu da yazdım ağabeyime bütün masumiyetiyle ama biraz kafa karıştırmış, ne demek istedi acaba diye ama gerçekti ve iki tane yavru vermişti bizim sarıkız, yazmasa mıydım yani, özlüyordu kardeşim,
ben de köyde sinemaya gidip de onları anlatacak değilim
ya ne yaşamışsak onu yazacaktım elbet.
Kendisi okumuş bir anlam verememiş, bütün koğuşa okumuş onlar gülmekten kırılmışlar, belli ki gülünç şeyler de yazmışım, sonra gene liseden arkadaşımız olan Kazım
Abimiz vardı, akıl küpümüz, sebebini bilmiyorum ama
Vali Bey derlerdi.
Mektubu en son ona okutmaya karar vermişler, soruları cevaplayacaktı elbet, öyle kimseye durduk yerde 'Valilik' bahşedilmezdi kanaatimce.
Okumuş ve şöyle söylemiş; bunda bilemeyecek ne var, canavar...
Kız bir çift öküz yeter mi diye soruyor.
Işıklar içinde uyusun o zamanlar Aşık Mahzuni Şerif'in Memed Emmi türküsü çok popülerdi, onlarda onca masumiyetine rağmen mektubu bu şekilde yorumlamışlardı.
O zamanlar, kitaplardan başka eğlencemiz yoktu ve ne güzeldi, doğa doğal, insanlar doğal, sözler özler doğaldı mutluyduk, özlemi de bilirdik, özlenmeyi de, heybelerimizde hep yarına umut taşırdık, şimdi daha az umut, belki çok şey var gibi görünse de, az şeylere sahibiz belki, mevsimleri bile yaşayamıyoruz, yani doğa bile isyan etti biz insanlara, neredeydik, nerelere geldik, ve nereye gideceğiz...
Eskiden mektuplar kadar kitaplarda saf ve temizdi, şimdi bilmiyorum, keza gazeteler, günlük gazete bulmak mümkün değildi ama eski tarihli de olsa elimize geçer geçmez soluksuz okurduk-okurdum, keza kitaplar öyle bir açlıktı işte bendeki okuma isteği...
Hoş hala da geçmiş değil ya...
Durum şu ki, her birimiz kurumuş ormanlar gibiyiz (her ne kadar demeye dilim varmasa da) ...
Benimki de okuma aşkı işte ne yapayım, bir türlü dinmiyor...
Sayın ÇEŞTEPE; şiirinizle ne kadar örtüşür bu yazdıklarım bilemem ama bana bunları hissettirdi ve tekrar yaşattı.
Emeğinizi kutlarım...
' sonra, yüreğin her yönden rüzgar aldığı, o ayaz zamanlarda
ışığı beklemeyi öğrettiler, bir pencere yahut dağların ardında. '
Keşke beklemeyi öğretmeselerdi. Sabır, silinseydi sözlüklerden. Bekleye bekleye bu günlere geldik. Artık beklemek istemiyorum. Beklenmemeli de...
Günün şiiri olmayı ALNININ TERİYLE haketmiş bir şiir. Değerli Çeştepe' yi kutluyorum içtenlikle. Seçici kurula tebrikler yerinde seçimleri için.
TÜM YORUMLAR (102)