Her gün aynı masalı anlatıyorum kendi kendime
İki zindanlı dünyayı...
Burukluğum aynı...
İçimden geçenler,
İçindekileri okuyuşum aynı...
Kahramanlar hep aynı...
Kaf dağında...
Fildişi surların hemen ardında
Belki uyuyorsun eflatun odanda
Belki rüyadasın, Anka'nın kanatlarında
Gelinliğinle uçuyorsun...
Taa uzaklarda
Zambaklı vadinin o en yukarısında
Derme çatma kulübeme uğruyor
Adını arıyorsun şiirlerin, kitapların, çiçeklerin arasında
Kapıya parmağını sürüyorsun, hasıra ayaklarını
Geldim demeye çalışıyorsun...
Halimi bilmiyorsun da...
Ah bilebilsen...bir bilebilsen,
Zambaklı vadiden ayrılalı nice oldu
Kulübemi terkedeli...
Huzurumu terkedeli...
Aynalara bakmayalı,
Gülmeyeli...
Bilebilsen...
Bana söz hakkı tanımayalı nice oldu
Aramıza fildişi surlar dikeli...
Bahçene devler süreli
Bir bilebilsen...
Ayağımın dibinden yükselen ağlama duvarından
Alnımı bir an ayırmayalı nice oldu...
O gün bu gündür sarayına yağmur yağmıyor
Biliyorum yıldızsız, aysız, güneşsizsin
Mevsimler bana döküyor içini
O gün bu gündür sadece
Rüzgarmış sana uğrayan... çığlığını getirir
Devlerin boğuşmasını, ankanın hırçınlığını,
ve 'kaybolan anahtar' haberini getirir
“Zindan” yazdığını duyarım,
Özenerek yaptığın duvarlara
Her gün aynı masalı anlatıyorum kendime
İki zindanlı dünyayı
Sen küçüğündesin ben büyüğünde
Zindan dediğin de zaten küçük olmalı
Tek bir kapısı vardı... anahtarı sendeydi...
Masal işte... sonu hep aynı...
2002
Erdal GişiKayıt Tarihi : 5.2.2002 20:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Masalda senden içeri
Kus ki küsesin
İtler yalasın
Belki sende o nu bulasın...
bunu aşabilseniz... sevgiler.
Mehmet Halil.
TÜM YORUMLAR (2)