sarı etekli efkârı giyinmiş gün
sıtmaya tutulmuş ağlak bir kemanın inletisinde şehir
geride kalmış ormanların yitiğinde göçmen kuşlar
dudağı uçuklamış hayatın ıslak yüzünde kabaran irinli kaos
cehennem zebanilerinin kol gezdiği ıslak kaldırımlar
düşlerimizi toprağa gömen vakitler
ne zaman yaşlandık
ne zaman öldü insanın ruhu
artık görünmüyor sevginin o ince ipekten baladı
uçurum artık o dağların ardı
kötürüm sular artık o çöllerin ardı
metropollere yenildi buğday tarlaları mısır bahçeleri
iyilerin kalbinden asıldığı çöplüğe döndü dünya
yaşasın kötülük yaşasın kin nefret
yaşasın zebaniler çağı
.....
sen yine de
eğme başını çocuk
yine bir düşe tutun bir masala yaslan
elbet diş gıcırdatan bu köhne zamanı da sollar takvimler
çürük mevsimlerin çürük meyvelerini de ayıklar zaman
küçücük bir tohumdan dev gövdeli çınarlar büyür uzanır göğe
kuşlar yine serenat yapar çılgın kanatlarıyla
mavi kumlara ıslak çamlara
güneş yine gülümser en pembe sıcağından
un ufak olur karanlığın bezden ayaklı toprak bedeni
geçer bulanık beyinlerin ateşli humması
korkulacak ürkülecek bir şey yok
kurur yüzündeki yaranın izi
açılır kalbin katmerli gül gibi
unutma
kötülerde ölür çocuk
geçer zaman geçer yağmursuz baharlarda
ıslanır yüzü toprağın ayçiçekleriyle donanır sarı bahçen
unutma zamansızdır mutluluk zamansızdır gülücükler neşe
zamansızdır sevgi gül kurusu gözlerinde
13022024
03:24
Ayşe Uçar
Kayıt Tarihi : 15.2.2024 01:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
beğeni ile okudum
dilinize sağlık
TÜM YORUMLAR (1)