Boğazın kıpırtılı sularını köpürten teknenin arkasında durmuş, o an içinde olduğumuz mahzun ruh ikliminin kimbilir kaç kez tekrarlanmış olduğunu düşünüyordum. Güneşi örtemeyen yırtık bulutlar bizi de uysallaştırmıştı. Sıvaları dökülmüş virane evlerin, servilerin arasında dağılmış inci taneleri gibi ışıldayan mezarlıkların, müşfik anne ifadesiyle tebessüm eden yalıların, manolya ağaçlarının ihtiyarladığı bahçelerde derin uykulara dalmış ruhların, eski zaman kadınlarının solgun çehrelerini hatırlatan köşklerin, zarif minareleriyle ebediyeti resmeden camilerin önünden geçerken onun gibi hissediyordum. Zaman ve mekân bizim çizdiğimiz sınırlarla var olabilirdi ancak. O sırada içinde nefes aldığım ‘şimdiki ânın’ sadece bana ait olmadığına inandım. Üst üste yığılan hatıralarla, tecrübelerle kırılan zaman algısının, hayatın geçiciliğini gizleyen büyüsüne kapıldım. Sonbaharın şehre sokulmaya hazırlandığından bahseden arkadaşlarımın mırıltılarını belli belirsiz duyabiliyordum.
Güneşin tepelerin ardında yitip gitmesiyle bakıra kesen Boğaz’ın ışık oyunları, hepimizi karmaşık bir rüyaya hapsetti. Birbirine hiç benzemeyen hayallerimizin gölgesinde, eriyip giden yaza bir kez daha birlikte veda etmenin tanıdık sevinciyle maziye çekildik. O sessiz, kısa molalarda zihnimde hep aynı konuşma çınladı: Küçük bir oğlan, ucunda fener yanan bir kayıkta bülbül seslerini dinlerken annesine soruyordu: “Bir gün biz de Boğaz’da yankılanan bir sesten mi ibaret olacağız? ” Annesi ona, “güzel oğlum, henüz bunları düşünmek için çok erken” diyordu. Artık ne o vardı, ne de annesi ama sesleri gerçekten Boğaz’da yankılanıyordu. Akşamüstü serinliğinin giderek biraz daha üşüteceğini müjdeleyen esintiyle ürperince o buğulu rüyadan uyandım. Üstümüzde dönüp duran deli kuşlara baktım bir süre, “bir gün biz de Boğaz’dan yükselen martı çığlıkları mı olacağız”, dedim kendi kendime.
Zamanın dışına taşmak...
Ben sensiz kalanlara seni yaratıyorum,
Seni saklayacağım, seni yazıp-andıkça
Kendimi çoğaltıyor, seni kuşatıyorum.
Unutturmayacağım, seni yaşatacağım,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta