BİR EYLÜL HİKAYESİ
Ankara’da bir eylül sabahı... Sapsarı bir kıyafeti üzerinde deneyen ağaçlarla bezeli bir park... Kışı insanın kulağına usulca fısıldayan ayazla hareketlenen küçük göletciğe bakan bir bankta oturmaktadır Boran. Elinde plastik bir bardağa doldurulmu demli çay ve koyu renkli, gevrek bir simit vardır. Küçük göletin etrafında yükselen ağaçları ve mavi gökyüzünün taktığı beyaz takıları andıran bulutları seyretmektedir. Düşüncelerinin denizinde yüzmektedir, zaman zaman boğulma tehlikesi geçirerek. Hep olduğu gibi eylül ayı ona ölümü hatırlatmakta ve anlamlı bir hüzün vermektedir. Rüzgara daha fazla direnemeyip tutunduğu dalından düşen yaprakların yüklendiği o anlamlı hüznü... Ailesi, okulu, işi ile ilgili pek çok sorun hayatı sorgulamaya itmiştir Boran’ı. O sırada arkasından sıcacık bir ses yükselir, ona doğru: “Boran! ” Sesin sahibi lisede edindiği ve güzel paylaşımlar yaşadığı arkadaşı Eylül’dür. Boran’ın bu yaşanmışlıklar içerisinde hoşlanıp açılamadığı güzel sesli kız...
Boran sesin sahibini hemen tanıdı, bu Eylül’ün sesiydi. Arkasını döndü ve ayağa kalktı. Sarıldılar, uzun zamandır görmüyorlardı birbirilerini. Eylül bu sene kazanmıştı Ankara’da bir üniversiteyi. Boran ise üç yıldır buradaydı, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde üçüncü sınıf öğrencisiydi. Kısa bir süre sohbet ettiler, Eylül ısrarla Boran’ın telefon numarasını istedi ve ona ulaşacağını söyleyerek parka beraber geldiği arkadaşlarının yanına döndü. “Pazar sabahı kahvaltısı” için topluca gelmişlerdi.
Boran heyecan içinde yerine döndü, ne düşüneceğini bilemiyordu. Tek bildiği, Eylül’ü görmesinin üzerinde bıraktığı o muazzam etkiydi. Bir kere, tüm kötü düşünceler silinmişti beyninden, yıllar sonra tekrar görmek de eski hislerine ayna tutmuştu. O an gözlerine ayağının dibine kadar yaklaşan güvercinler, kumrular ve serçeler takıldı. Elindeki simidini ufak parçalara ayırarak onların önüne attı ve kendisine verilen bir anlık mutluluğu paylaştı.
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta