Kelimelerin başını eğiyor;
sanki içlerinde gizlenen bir yasın ağırlığı var.
Kırılganlığın, mahcubiyetin—
usul bir keder gibi sızıyor cümlelerine.
Gökyüzüne hiç yüz sürmemişsin;
güneşi tanımıyorsun belli.
Harflerin hep sonbaharın küllerinden,
en çok da kışın donmuş nefesinden devşirilmiş.
Dokunamıyorum sana.
Dokunduğum an
kırılacak, darmadağın olacaksın diye
ellerimde korkuyorum…
Bu yüzden seni uzaktan izliyorum—
o “uzak” dediğimiz şey bile aslında
sadece bir virgül solumuzda duran
zamansız bir yanılsama.
Ve biliyorum:
Karşılaşmamız ihtimalin değil,
bilincin derin bir süreksizliğinin sonucu.
Bu an, kendi içimize dönmüş bir parantez gibi.
Hoş geldin.
Söyleyeceklerimiz artık kimseyi avutmayacak;
çünkü hakikatin tesellisi yok.
Düşen her söz,
biraz daha sonbahar,
biraz daha kış.
Kayıt Tarihi : 19.11.2025 14:35:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!