Tozlu bir saatçi dükkanının derinliklerinde,
Unutulmuş zamanın yorgun çarkları dönmekte,
Her tik-tak, geçmişin solgun bir anısını siler gibi,
Anılar yavaşça kaybolur, birer birer yok olmakta.
Paslı ve eski çarklar, dönüp dururken sessizce,
Her dönüş bir yara açar, her dönüş bir sızı bırakır,
Zamanın acımasız eli değmiş her bir şeye,
Yüzlerde derin çizgiler, kalplerde dinmeyen bir hüzün.
Geceler uzar, karanlık çökerken yavaşça üzerimize,
Gündüzler kısalır, güneşin sıcaklığı azalır,
Saatler durulur, zamanın akışı yavaşlar sanki,
Anılar canlanır, geçmişin hayaletleri belirir usulca.
Fakat umut hala var, bir ışık gibi parıldar uzakta,
Zamanın ötesinde, sonsuzluğun dingin sularında,
Yeniden doğuşun şarkısı duyulur derinden derine,
Her düşüş bir kalkışa dönüşür, her yara bir ders olur.
Dinle ey zamanın yorgun ve acımasız çarkları!
Sizi durdurmak değil niyetim, aksine,
Kendi içimdeki ritimle dans edeceğim şimdi,
Her tik-tak bir adım olacak, her dönüş yeni bir yol.
Geçmişi unutmadan, geleceğe doğru yürüyeceğim,
Yüreğimde sevgiyle, aklımda sönmeyen bir umutla,
Zamanın ötesinde, sonsuz bir yolculuk bu benim için,
Kendime doğru, içimdeki sonsuzluğa doğru bir yolculuk.
Ben sadece bir yolcuyum, zamanın derinliklerinde kaybolmuş,
Her anı yaşayarak, her günü severek geçireceğim,
Çünkü zaman sadece bir illüzyondan ibaret aslında,
Gerçek olan, içimde taşıdığım o sonsuz ve derin sevgi.
Huban Asena ÖzkanKayıt Tarihi : 18.8.2025 22:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!