Zamanın yıkımı Şiiri - Mustafa Yaman 2

Mustafa Yaman 2
962

ŞİİR


18

TAKİPÇİ

Zamanın yıkımı


Sanki bin yaşındayım, hatıralarım bir ömür gibi
Gözlerim bilançolar, ilamlar, manzumeler…
Sevgiye dair mektuplar,
Sarılıp iç içe geçmiş kitaplar
Ortada büyük masa
Her çatlağı bir anı, sırrını açıklamaz.

Solmuş güllerle dolu eski bir oda gibiyim,
İçimdeki eşyaların üstünde yılların izleri,
Üzgün pasteller, uçuk renkli Boucher'ler,
Dağılan bir kokuyu içlerine çekerler.
Bıkkınlık, can sıkıntısının meyvası,
Ölümsüzlükse, sonsuz ölçüler almış
Karlı yılların ağır yumakları altında
Geçmeyen günlerin ağırlığında kalmış.

Ey canlı madde,
Belirsiz bir dehşetin sardığı bir
Kayadan başka ne olabilirsin?
Sisli kum çölünde uyuklarsın,
Bir sfenks ki dünyaya aldırmaz,
Haritalarda kaybolmuş ama hırçın,
Yalnız şarkılar söyler, batıp giden güneşe…

Acılı ruh, eskiden didinmeye alışkın,
Umut, mahmuzu canla katardı çabana,
Şimdi dürtüsü kaldı,utançsız yatsana,
Kocamış at her engelde takılır
Katlan yürek, ağır uykuna öldü sanılır.

Yenilmiş, bitkin ruh,
Koca serseri, sana artık ne sevgiden,
Ne uğraşıdan bir tat var, ne bakıştan
Kalsın flüt iç çekişten, boru ezgiden!
Zevkler, ilişmeyin bir küskün, bezmiş cana,
Canım, ilkyazın kokusu gitti yabana,
Zaman her dakika beni yutup yiyen,
Sonsuz kar donmuş bir gövdeyi saracak.
Yukarıdan bakınca, dünyaya
Fosilleşmiş geçmişlerin sancıları
Derinlere gömülmüş çığ düşmüş yaşamları.

Mustafa Yaman 2
Kayıt Tarihi : 27.10.2025 12:17:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!