Zamana Atım Kendimi Şiiri - Naki Aydoğan

Naki Aydoğan
1326

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

Zamana Atım Kendimi

Zamana Attım Kendimi
Ben Naki’yim
Reis Reis, Orkun Orkun
Biz asker değiliz ki
Bir komutanımızdan emir alalım
O bizim yerimize düşünsün de
Ama iş arayan çok olabilir
Çok düşünmemiz gerekebilir

Ama Orkun hepimizin yerine düşünebilir
Kurnaz mıdır?
Yoksa bir diyalektik eğim mi kazanmıştır.
Evet, bir diyalektik eğim kazanmıştır.
Diyalektiği salt akıl üzerine değil,
Daha çok bedensel eğimle ruhsal büküm söz konusu
Nasıl olmuş bilmiyorum
Ama tahminim bir yazarın kurgusundan çıkmış

Ben Orkun’a bin kere izin vermem
Bir kere veririm
Sadece Orkun’a değil herkese bir kere inanırım
Ve o kişiyle dindarlığımı yaşarım
Her insan arkadaşlarıyla dinini ideolojisini veya bir iş fikrini yaşar
Arkadaşlık kurulmazsa bir taş üstüne bir taş konmazdı

Orkun’a bir kere izin verdim
Benim için düşündüğü ek işe başladım
Mahalle kahvesinde akşamları ocakçı olarak
Kahveci olmak dedikleri gibi
Yapılacak bir iş değilmiş
Evdeki kadının bir kocası olur
Kahvecinin bir mahalle kocası olurmuş
Abi kahveye gelen keyif almaktan çok
Derdini yaşıyor, kahvede
Tabiatıyla en çok kocalık dertleridir
Ve de devletin derdidir
İşsizlik garibanlık bunlar devletin derdidir
Devlet daha çok kahvehanelere pavyonlara birahanelere gider
Devlet nere gidecek başka derdi olursa
Sarayda köşkte oturan devlet değildir
Kaleler çoktan yıkıldı
Şimdi her devletin sınırı Çin setti ama kıldan ince
Kıldan daha incelene bilen geçebilir
Devlet asıldır
Seçilenler sadece temsil işini yapar
Devlet asıl milletin varlığı halkın derdidir
Derdini söyle nasıl bir devlet olduğunu söyleyeyim sana

Ben bu kahvede çalışma ek işinden kurtulayım dedim
Devlete hizmet etmek ne kadar zormuş
Satıcısı bir taraftan mahalle delileri bir taraftan
Patronun tanışları bir taraftan
Sokaklarda kalan evsizler bir taraftan
Engellileri diğer taraftan
Bu kahveyi kurgulayıp yazan yazarın nasıl bir ruh hali varmış be
Çok ince fikirliyi olduğu kadar
Mizahını da kaba döşemiş
İşin içinden çıkılacak gibi değil
Zorluktan kaçan birisi değilim de çok aptalca
Benim gibi mülayimce düşünen birisi için
Valla bende değil de asıl kahveciliği Orkun yapar.
Zaten gençliğinde yapmışta
Anasının gözü devletin derdine kurnazca doktor
İyi eder.
Edemezse de devletin derdini üzerine çeker
Dertli olan öfkesini kusar
Mideyi bulandıran kıl toplumu bulandıran kurnaz kılçık
Akıllı olanın kahvede işi yok
Hele tımarhane de hiç işi yok, olamazda
Delilik dertli olma aklını yürütebilmesiyle alakalıdır
Çoğumuz ne kadar derdimizde olsak derdimizi yürütürüz
Bir şekilde geçinir hayatımızı yaşarız
Tımarhanelik olan derdini yürütemeyen kısa dönüşlere ket düşmüştür
Aynı şeyleri kısa döngüde kimse olmasa da kendi kendine tekrarlayan kişilerdir
Yani düşüncesinin eylemsizliğine düşmüş
Fikrine sabit kalmıştır
Sabit fikirli deriz ya doğru bir sözdür
Sabit fikirliler deliliğe yakındır
Böyleleri kahveye de çok gelirler
Bak ben anlarım bunların dilinde ama ben sabit fikrim çoktan aştım
Onlar gibi olamam
Ben işimi yapar kahve kapanınca da evime dönerim
Ama ne olduğum belli değil ki
Ocakçı mıyım askıcı mıyım yoksa garson muyum kasiyer miyim?
Patron olmadığım bellide patron nerede
İşte mesele burada
Asıl patron hikâyeyi yazan, yazmış gitmiş
Başka hikâyelere
İşte kahvede herkes yazarın yazdığı üzerine düşen rolü oynuyor
Gerçek hayat rolü
İşte bana düşen rol en zor roldü, Raki’ydim
Ama başrol ama meteliksiz başrol
Benden önce on senedir var olan kahve benden sonrada olsun
Ben dengesini bozduysam ne yapayım
Dengemi bozacak değilim ya
Yeni hikâyeler de rol alırım
Hem yazarım niye basat rol alıyorum ki
Filmini yöneten bazı yönetmenler gibi
Halkçıyım ya üstüne üstlük düşünceli bir halkçı
İyi niyetli bir insan
Dertlilerin içinde bir aşıklar hak bulur
Yoksa felsefi düşünen bir memuru kimse benimsemez
Hele hiç ideolojik takılmıyorsa
Garip bilinir
Her gelen dert parmağını düşüncesine sokar
Valla dayanılmaz
Kısa mesafeli dertlere hiç gelemiyorum
Ben neler düşünüyorum birde bana akıl vermiyorlar mı?
Ben ki yazarım hiçbir hikâyede uzun süre yatamam
Tünel kazar gibi yeni bir hikaye yazar kaçarım
Kaçtım.
Virüs salgını bahane edip uğramaz oldum kahveye
Duramam ama şu sınavlarımı vereyim ara sıra takılmak için giderim
Ben kahve çocuğuyum
Gençliğim kahve hanelerde geçti
Geçti ama hiç kahve kültürü alamamışım
Ama kahve düşüncesi var
Sabit bir fikrim yok
Ben bu hikâyeden tüyeyim dedim
Çünkü ben düşünürüm ve de hayata eleştirel bakarım
Ben düşünüp eleştirel bulunmasam bile
Beynim düşünür
Beynim matematiksel potansiyel kazandı
Matematik problemleri çözemem ama hayata ilişkin matematiksel düşünürüm
Matematiksel felsefe düşünürüm
Yazarım ben şiir yazarım
Şiir kurgulamak bilmeden ne matematiksel kavramları çözmektir
Orkun’u bir kere dinledim yine çünkü
Kendimle yüzleşmek istedim
Her şeyi düşünen ben her şeyle yüzleşmek istiyorum
Ama bedeli çok derin çizgiler gerektiriyor
Allah’tan ömrümüz varda toprağı devrilerek göçüyoruz
Yerimize neslimiz geçiyor
Ben kimse için bir şey düşünüp yapmam
Daha doğrusu yapamam çünkü ben her şeyi düşünürüm
Ama her şeyi kendime düşünmem
Dünyayı tecrübe eder evren için düşünür ve de yazarım
İyilik yapar denize, evrene atarım
Ve aslında kendimi anlatmıyorum kendimi atıyorum
Zamana. Bu yüzden bahsediyorum kendimi
Zamana atıyorum.
Deli miyim kayalıklardan aşağıya atayım kendimi
Zamana attım kendimi…

Naki Aydoğan
Kayıt Tarihi : 6.6.2020 22:16:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Naki Aydoğan