sakın konuştuğumuz yılgınlığa tutunma
bu yol en eski yolumuz
söğüt kokulu
genzimi yakan bir imkansızlık havası
tedirgin gidişlerin kaybolurken yastığımda
nereyi kimi düşünsem
soylu bir yalnızlık kurşunlar balkonları
bütün ya da yarım
bilip bilmediğin hayatlarda
düşünceli bakışlarımın izi
ve baktığım ana veya mekana kim baksa
bende bulduğu kendi anlamsızlığı
kıt kanaat kıtlığında öğrenci gülüşlerimin
hasta ve bakımsız turunçların eşliğiyle
gelirken kış...
yarın yok lügatinde kuytulukların
ki
şair bir yürek bırakır kendini kendi zıttına
kent kuşkulu bir griye teslim olunca
usullaşır ılık bir sonlaşmak tutkusu
sonlanmayan tek sonsa
düşüncelerimin kişiliği sen
toprak kokusunu özlemek gibi buruk
eski yağmurları anlatmak kadar ağrılı
ve ellerim çatlak duvarlarına düşkün
ilk ve son düş saksılı bahçemizin
zaman yetmiyor öfkeme...
kuş bakışı ezberlemeliyim
bıraktığın boşluğu
sokağımdaki kurak
ve kanamalı umuda...
Kayıt Tarihi : 11.12.2010 02:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!