Yazan kalem siyah bu gece.
Mürekkebi kaderden, harfleri suskunluktan…
Ne yazsam eksik, ne anlatsam yetmiyor.
Çünkü içimde geçmeyen bir zaman var,
Sen gittin… ama saatler hâlâ seninle başlıyor, seninle bitiyor.
Bir zamanlar,
göğsüme oturmuş bir taşla uyurdum geceleri.
Nefes almak değil,
sadece hayatta kalmaktı gayem.
Yorulmuştum.
Hayat duy sesimi
Bu sana son seslenişim,
Yavaş yavaş gidiyorum sessizliğe
Bir ömrü adadım,
Şimdi o ömür benden çekilip giderken
Son defa senin adını fısıldıyor kalbim.
Bilemezsin ki,ne kadehler devirdiğimi
İçkime adını meze ettiğimi,
İçimde kopardığın fırtınaları, bilemezsin ki sevgili
Ne acılar çektiğimi , ne feryat ettiğimi ne sensiz gezdigimi
Bilemezsin sevgili
Hani sen gittin ya, bu enkazin altinda nebedelini ödeyemezsin.
Bir zamanlar, bir kalbin içinde bir ülke vardı.
Adı “Belki”ydi.
Orada insanlar söz verir, sonra susardı.
Ve bir kadın yaşardı o ülkede —
adı Kübra olsun.
Gözleri, yağmur öncesi sessizlik gibiydi.
Eyyyy yüregine sürgün olduğum kadın
Benim sana çok ihtiyacım var
Hani gökyüzüne dalarsın da uzun uzun izlersin ya
Sonra birden kendini yere bırakıp
Gökyüzüne dalarsın
İşte benim sana o kadar ihtiyacım var
İşte gidiyorum,
Ateş olup yüreğimin cehenneminde yanmaya,
Yağmur olup sessizce toprağıma akmaya.
Savrulup rüzgârlara, ile düşüp geceye,
Usul usul kaybolmaya...
Gidiyorum iste
"Kabullenmenin Sessiz Çığlığı"
Sevgili Hiçliğe,
ve belki de
bir zamanlar “sen” dediğim yokluğa...
Bu gece de sustum,
Sen var ya...
Cennete giden yolumun yoldaşı,
Mahşer günü kavuşmayı dilediğim vuslatım,
Sen gönül aynam,
Sen, kalemden damlayan en güzel şiirim...
Özlüyorum seni,
Bazen hiçbir şey sormasan,
Sadece gelsen…
Başımı omzuna koysam,
Ve sarılsan —
Sussam…
Çünkü bana iyi gelen bir tek sen




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!