Gayrı bu gün bayram günü olmasın
O eski bayramlar dillerde kaldı
Çocukların gözü yolda kalmasın
Ağacın sızısı dallarda kaldı
Kuş yüreği sığmaz altun kafese
Zulüm var alınan her bir nefese
Kurbanlar veririz pis bir hefise
Umut çöl kaçkını yellerde kaldı
Zemheride bindik dağdan kayağa
Çözüldü de buzlar düştük koyağa
Tabiat uyanmış, kalkmış ayağa
Emeğim nasırlı ellerde kaldı
Güneş doğmaz oldu gayrı kentlere,
Halkar takılıyor şimdi bentlere,
Çoluk çocuk muhtaç olduk sentlere
Annelerin gözü sellerde kaldı
Aslan yatağında tilki yatıyor
Hemi beni hemi yurdu satıyor
İnsanı insana vurup çatıyor
Korlanmış ateşim küllerde kaldı
Hırsızlar bozuyor arif fendini
Yıkıp kırıyorlar dostluk bendini
Aradım bulamaz oldum kendimi
Zaman aşımıydı yollarda kaldı
İçimde ağlayan bir çocuk sezdim
Yangın yeriydi çok yürekler gezdim
Ben hakkı insanda okuyup yazdım
Sevdam tomurcuk al güllerde kaldı
Safağa aşıktım güne başlarken
Yandım ocaklarda çelik işlerken
Türkü tadında bir yaşam düşlerken
Sevdalar bükülmüş bellerde kaldı
Ozan Vurguni ikilik dağını yıktım
Yürekte kandiller çıralar yaktım
Davut Sulariyle çağladım aktım
Dillenmiş şiirler tellerde kaldı
Abdullah Oral Hacı bektaş Davut Sulari anması
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta