Selam doğduğun güne ey âşık bülbül!
Ağlama!Bir damlacık kanını emer
Ve senin kanının rengini alır da
Yine de sana yâr olmaz o zalim gül.
Ey gül ne zalim yüreğin varmış böyle!
N’olur bir kerecik sevdiğini söyle!
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bülbülün gülün dalında ötüşünü görenler böyle bir efsane uydurmuşlar kardeşim. Zira bülbülün dilinden Kur'anın beyanına göre sadece Davud ve Süleyman -as- anlıyorlardı ki bunu da onlara bizzat Allah'ın öğrettiği kitabullahta münderiçtir. Rabbimiz bir ayetinde şöyle buyurur; "YERLERDE VE GÖKLERDE NE VARSA-HANGİ VARLIKLAR MEVCUTSA- HEPSİ ALLAH'I ANARLAR VE ONU TESPİH EDİP YÜCELTİRLER AMA SİZ ONLARIN DİLLERİNDEN ANLAMAZSINIZ!" Demek ki bizim garip bülbülün ötmesi aşk-ı gülden değil rabbini anmak ve tespih etme emrini yerine getirmek istediğindendir vesselam.
Hayırlı çalışmalar.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta