Bana “Neden şiirler yazmıyorsun, neden güzel sözler söylemiyorsun, neden sustun diyorsun? Neden kalemin sessizleşti, duyguların bu kadar uzak, cümlelerin bu kadar yorgun? Kalbinin derinliklerindeki melodiler neden sustu? Sözcüklerin gücünü neden bırakıp, İçindeki denizlerin fırtınalarına neden göğüs germiyorsun böyle sessizlikle baş başa kaldın?” diyorsun…
Sana şiirler yazmadığım, güzel sözler söylemediğim, neden sustuğum sorusuna cevap vereyim. İçimdeki kelimeler, acının ve yalnızlığın derin sularında boğuluyor. Kalemim, bu dünyadaki acı ve karanlığın yansıması olarak sessizleşti. Duygularım, hayatın kasvetli gri tonlarında kayboldu, cümlelerim yorgun ve tükenmiş. Gözlerimdeki ışıltı, dünyadaki adaletsizliklerin ve acıların gölgesinde soldu. Kalbimin derinliklerinde kaybolmuş melodiler, insanlığın yaşadığı büyük trajedilerle boğulmuş durumda. Sözcüklerin gücü, bu acı dolu dünyada yetersiz kaldı ve sessizliğin içine hapsoldu. İçimdeki denizlerin fırtınaları, bu dünyanın acımasız gerçekleriyle boğulmuşken, yaşamanın rengini kaybetmek zorunda kaldım. Her şeyin üzerinde karanlık bir örtü var, ve ben, bu örtünün altına gömülmüş duygularımla baş başa kaldım. Bende akıl mı bıraktı bu çağ? Zalimce Narin'lerin göz yumduğu, vicdanını kaybetmiş bu dünya, içimde bir parça huzur mu bıraktı?
Yüreğimde sakladığım son kırıntıları bile söküp aldı bu zamanın acımasız eli. Savaş meydanlarında masumiyetin kanla yıkandığı, minicik bedenlerin soğuk toprağa düştüğü bir dünyada, hangi ilhamı bulayım? Kaybolan, yok olan, bir daha asla gülümsemeyecek milyonlarca çocuk var…
Ellerimi her kaldırışımda, kalemim kan ağlıyor, kelimeler kırık dökük, solgun ve yitik. Sen bana yaz diyorsun, ama ben ne yazayım? Bu koca dünyanın hüznünü nasıl sığdırırım bir şiire? Gözlerimde biriken, dökülmeyen yaşları nasıl anlatırım? İçimdeki boşluğu, kaybolmuş bir insanlığın ardında bıraktığı yankıyı hangi kelimelerle dile getireyim? Acının her köşeye sinip, insanlığın çürüyüşünü izlediği bir dünyada, şiirlerin bile soluğu kesiliyor. Yazılacak ne kaldı geriye? Umutsuzluğun ağırlığı altında ezilen, karanlığa gömülen insanlık mı? Yoksa son çığlığını duyuramayan masumlar mı?
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta