ALEM açar cehalet, yazan benim der KALEM,
Şeyler yoktan var olmaz, Vâr'ın varı bu ÂLEM.
Hüner tutan eldedir, yek kalem nasıl YAZAR? ,
YAZ AR reçetemi dost, yıkılsın kumdan KALEM
AK, AR SUYU dilimden, ver dilime coşkuyu
Gafiller uyansınlar, görsünler AKARSUYU.
/ey aşk
/ varlığındır beni umutlandıran
/ ve bütün uzuvlarımı kanatlandıran
/ yokluğun, umut lâhitlerinde hapsediyor beni
/ ruhsuz ve karanlık
/ kim bilir, belki de sana adıyor beni...
Devamını Oku
/ varlığındır beni umutlandıran
/ ve bütün uzuvlarımı kanatlandıran
/ yokluğun, umut lâhitlerinde hapsediyor beni
/ ruhsuz ve karanlık
/ kim bilir, belki de sana adıyor beni...
Şiir birikiminiz,kültürel altyapınız ve kesinlikle yeteneğiniz şiire imza olmuş.Sadece sanat yapmamış,içini de ustalıkla doldurmuşsunuz.Alkışlıyorum bu değerli ve farklı tondaki şiiriniz için sizi tam puanımla...Saygılar üstadım...
Değişik güzel bir eser kutlarım sizi kaleminiz ve yüreğinizi saygılarla
Yüreğiniz dert görmesin hocam. Güzel bir çalışma ve detaylı incelenmesi gereken bir dersti..
Sanırım bizim bu şiir yolunda daha epeybi yol almamız lazım. Sizlerin ve bir çok değerli hocalarımızın da katkılarıyla öğreneceğimiz daha çok şey var.. Kaleminiz, Daim olsun. Selam ve saygılarımla. Mustafa Usta
Ara-sıra uğrayabildiğim ANTOLOJİ sitesinde aradığım isimler arasında bir isim de TALİBî...
Olgun şiirleri, olgun duygu ve düşüncesiyle antolojiye renk katan TALİBî'yi bu yeni şiirinden ötürü de kutluyorum.
' Zâkir'in Zikri ' adı altında dizelenen ve edebiyatımızın bir türü gözetilerek yazılan bu dinsel felsefî şiiri okunacak ve tekrar tekrar okunacak bir eser. Kutluyor...kutluyor...kutluyorum....
TALIBI GARDASIM, HER AKIMA BIR DENEME GONDERIYORSUN AMA, USTALARI GOLGEDE BIRAKACAK KALITEDE.
TEBRIKLER VE TAM PUAN.
SAHALI
Has şiir diye buna denir işte...
Gerçekten gerçek, güzelden güzel, her yönüyle nefis bir şiiir.
Vezin,kalıp,kafiye... Bunlar birer vasıta.. Amaç, has şiir. Amaç, o vasıtalarla şiirin efsunkâr ikliminde kelam harmanını ahenkli bir şekilde savurmak.Araç, amacı gölgelememeli. Birer uçak gövdesi misali olan kalıp,vezin vb ile duygular yükselebildiği kadar yükselmeli veya el değmemiş,ayak inmemiş derinliklere inip ışık olabilmeli.
Şairin kaygısı,kalıcı olmak,gelecek yüzyıllarda bile okunmak olmalıdır. Bir bakıma eserleriyle yüreklerinde taht kurduğu halkının sonsuz hafızası ile gelecek nesillere taşınmak olmalıdır.
Bu sebeple şiir,eften-püften bir sanat değil, ciddiye alınması, üzerinde uzun uzun düşünülmesi gereken bir sanattır.
Demir, çimento, tuğla vb malzemelerle bir bina, bir gökdelen yapabilirsiniz. Ancak, o bina-gökdelenin bir ömrü vardır. Bazen özene bezene, nice masraflar yapılarak dikilen binalar, bir yer sarsıntısıyla(Allah saklasın) yerle yeksan olabilmekteler. Zaman, maddeye hükmetmekte ve maddenin her hal ve durumuna şekil ve tarz giydirebilmektedir. Ancak zaman, manâya güç yetirememekte, manâdan zamanı parçalayan zaman da çıkabilmektedir.
Şiir sahası aslında içinde yaşadığımız zaman diliminde oldukça sancılı. Şiir sahası, kelimelerden oluşacak, nakış nakış işlenmiş,zamana yenilmeyecek şiir gökdelenlerini beklemekte. Sahanın sancısı, ancak, işte böyle İhsan Ertem gibi şiiri ciddiye alanların eserleriyle son bulacaktır.
Kökleri şiir tarihimizin derinliklerine uzanmış, dalları gelecek zamanlara çiçeklenen GÜLCE'mizin, yeni edebi hareketimizin mensupları, şiiri ciddiye almakta ve onu bir kara sevda gibi sarıp sarmalamaktadır.
İşte İhsan Ertem üstad, onlardan birisidir.
Okumaktan haz aldığım ve dafalarca okuduğum vede her okuyuşta bir başka derinlik, bir başka teknik keşfettiğim bu güzel eseriyle ve bundan sonra da tasavvufi sahada kaleme alacağı mükemmel eserleriyle bizlere ışık olacaktır. Çünkü, (Dil O'nun, kelâm O'nun, Hakk nurudur, ÖZÜMSE) ...
Yürekten kutluyorum üstadım...
Tebriklerimi, kalbi selam ve saygılarımı sunuyorum.
Mustafa CEYLAN
(Not:GÜLCE' yi merak eden dostlara işte adres: www.yenisiir.net)
değişik farklı bir okadarda güzel bir çalıma kutluyorum tebrik ve takdirlerimle ilhamın daim olsun
Sevgili Kardeşim sayın:İhsan Ertem'e sevgi ve saygılarımla...
Günlerdir antoloji'deki kardeşlerimin şiir sayfalalarına birkaç cümlelik de olsa bir yorum düşebilmek gücünü kendimde bulamadım. Televizyonda izlediğim haberlerde insan ruhunu derinden yaralayan savaş görüntüleri ister istemez insan aklına cevap arayan bazı soruların takılmasına sebep oluyor. Bir şeylerin yanlış gittiği kesin!
Çocukluk günlerimde gazetelerde boy boy resimleri çıkan Moşe Dayan ile Cemal Abdül Nasır döneminden beri Filistin Sorunu çözülemiyorsa bir şeyler yanlış gidiyordur veya bazı güçler bu sorunun çözümünü istemiyor demektir. Bu da varlıkları ve iktidarlarının devamının bu sorunun var olması ile mümkün olduğu kuşkusunu beraberinde getirmektedir.
Aklımın hafıza süzgecinden geçmişe doğru tarih sayfalarına kısa bir yolculuk yapıyorum: Ortadoğunun Haçlı Seferlerinin akınına uğradığı dönemde Sultan Selahattin Eyyubi'nin savaşta yendiği Hiristiyan askerlerine gösterdiği şevkat ve merhameti düşünüyorum. Aslan Yürekli Rişar'ın hastalandığında ölüm döşeğindeyken Sultan Selahattin'in kendi hekimini gönderek İngilizli Richard'ı tedavi ettirmesini düşünüyorum. İnsan ve toplum sevgisini kendine destur edinmiş, kendi kişisel çıkarlarından gönüllü olarak vazgeçen, ömrünü insanlığa adayan Mevlana, Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Hacı Bektaşı Veli ve daha nice gönlü insan sevgisi ile dolu tarihin yüce bilge ve şahsiyetlerini düşüyorum... ve Osmanlı Dönemi : Sadaka, fitre ve zakat vermek için bir tek fakirin bulunamadığı Sultan II. Murat dönemi, kırk altı yıl adaletle yönetilen bir bir imparatorluğun Kanunî Sultan Sultan Süleyman dönemini düşünüyorum.
Bir de zalim diktatörlerin dönemlerini, insan ister istemez düşünmeden edemiyor. Önce kendi halkının en sonunda da kendisinin mahvına sebep olan zalim diktatörlerin isimleri yazmaya gerek görmüyorum. Bunları zaten biliyorsunuz.
Bir şeylerin yanlış gittiği kesin: Eğer ki; bir zamanların iki kutuplu dünyası tek kutuplu dünyaya doğru gidiyorsa, birileri Dünya Ticaret Merkezinin de aralarında bulunduğu İkiz Kuleler ve Pentagon gibi stratejik öneme haiz hedeflere yolcu uçaklarını canlı bomba niyetine kullanarak saldırı emrini verebiliyorsa, Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu, Filistin, Afganistan, v.b... Dünya'nın dört bir yanına barış, kardeşlik ve huzur hakim olamıyorsa, Eğer ki iletişim çağında geldiğimiz günde dünyanın gündemine Küresel Ekonomik Kriz diye bir kavram giriyorsa bir şeylerin ters gittiği kesin...
Üretime teşvik edilmeden, kısıtlı imkanlarına insanın aklını alan çarpıcı reklamlarla lüks tüketime alıştırılan ve kredi kartı mağduru konumuna düşürülen vatandaşlarımızın sayısı: On sekiz milyon kişiyi geçti ise bir şeylerin ters gittiği ülkeyi tasarladığı bir yöne götürme gayreti içinde olduğu kesindir.
Dünyanın yarısı açlık ve kimilerinin vahim iddilarına göre bilinçli olarak topluma bulaştırılmış soy kırıcı hastalıklarla yaşam mücadelersi verirken, kimi ülkeler aşırı beslenmekten Kolesterol, Trigiserid yüksekliği gibi obezitenin kaçınılmaz sonucu kalp ve damar hastalıkları ile uğraşıyor ve bu hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar için ayrılan toplam ödenek; dünyadaki bütün açları doyurabilecek bir bütçeden daha fazlasına sahip ise bir şeyler ters gidiyor demektir.
Güzel yurdumun eli öpülesi güzel insanları işsizlik ve gizli açlığını onurundan dolayı kimseye sezdirmeme çabası içine girdiyse, Yirmi beş yıllık hekimlik hayatımda muayenehaneme utana sıkıla gelen dilencilerin sayısı; parası olmadığı halde bir tek hastayı kapıdan geri çevirmemiş olmama rağmen, gelen hasta sayısından daha fazla ise birşeyler ters gidiyor demektir.
Şimdi hayırlısı ile yeni bir yıla giriyoruz. Televizyon haberlerine bir göz atınız: Bir yanda bombalanan yerleşim yerleri, kucaklarda hastanelere taşınan yaralı çocuklar, Gözü yaşlı melek yüzlü anneler, Feryat eden babalar, elinden hiçbir şey gelmeyen ak sakallarına inci gibi gözyaşı süzülen dedeler; öbür yanda yeni yılı nasıl kutlayacağının şakınlığına düşmüş, büyük alış-veriş merkezlerinde çılgınca alış veriş yapan insanlar.
Gönül isterdi ki yukarıdaki satırların yerine Dünya'mıza barış kardeşlik ve huzurun hakim olduğu satırlar yazılabilseydi. Her ulus kendi gelenek ve göreneklerine göre kendi yurdunda özgürce yaşabilseydi de başka bir ulusun sömürü ve siyasi direktiflerine maaruz kalmasaydı.
2009 YILI 'nın bütün Dünya'ya barış, kardeşlik ve huzur getirmesini, savaşların son bulmasını, insanların özgürce üretim yapıp âdil bir paylaşım yaptıkları bir ekonomik yapıya kavuşmaları dileklerimi sayfanıza bırakıyorum.
Yeni yıl siz değerli kardeşime, sevdiklerinize ve sizi sevenlere mutluluk getirir inşallah.
Her şeyin sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olması dileklerim ile muhteşem eserinizi tebrik ediyor kalemizin daim olması ve her dem güzelliklerin altına imza atması dileklerimi sayfanıza bırakıyorum.
Değerli sayfanız aracılığı ile bu yazımı okuma zahmetine katlanan sevgili antoloji üyesi ve antolojiye misafir olan kardeşlerime sevgi ve saygılarımı sunuyorum. 30.12.2008.
Dr. İrfan Yılmaz.- TEKİRDAĞ.
Emeğinize sağlık. Mükemmel. Kutluyorum.+10
İlk defa gördüm. Çok beğendim tarzı. Sizde harika işlemişsiniz. Kutlarım.
Bu şiir ile ilgili 51 tane yorum bulunmakta