kuşların göçleri başlamış
uzansam gitsem mi yanına
sensiz yıkılır bu taş, kaya,ağaçlar
Boyanır sarıya beklemez yarına.
Yanar hazan mevsiminde yüreğimiz
Adı Eylül.
Affet.
Zamanla değil, duayla gelir beklenen!
“Dua” sevgiliye bir mektup dilekler ile eklenen
Biliyorsun rabbim, bilmiyorum kendimi
Affet beni eğer aştıysam bilmeden haddimi.
Bu Dünyanın
sırrını Çözemiyorum
kolay değil unutmak,
Ben unutsam da gönül bu,
unutmaz
Geceleri sen diye kokladım
Kaybolan Sokak,
Satıcılarını arıyorum
Akide şekerleri,
Limonata yadıma düştü,
Sütçülerin,yoğurtlar kovada
kilo işi al terazisi ile.
Ahsen-i takvim
Bugün de Akşama doğru yol almak da kainatı aydınlatan
Birazdan karanlıklar çöker gün sona erer gün batımından
Bir misafirdir İnsan denen Ahsen-i takvim yapraklar eskir.
Bir nefese son verir, zevkle içtiğimiz ve su dediğimiz iksir.
Alldırma Yaradan yardır.
Hak yerini bulur,unutma
Yaradan asla,bırakmaz
kimsede kimsenin ahını.
Her şeyin bir vakti vardır.
Beddua etmem içimden
Yine gidiyor Gönül Elden ele
Hiç Unutmadığım anılarımla
benim gibi,Sevgiyi severmisin,
kör karanlıkta Çarpılmışım kadere
içim parcalanıyor her Sevgiyi andıkça.
Yanıyorum Acının Küllenmiş ateş közünde
Biz uyumayı kabre bıraktık.
Gözlerimiz uykuya hasret
Sadece gece karanlığında
uyuyalım diye gaflete daldık.
......
Bayramınız mübarek ola.
getirecek gül kokusunu
Selvi boylunun
Uyku nerde?
sevgi ile vefa.
Bir masalmış
Kaldı yaban ellerde.
Kalbin dertli yerinden vurur bir saz bir söz bu akşam üstü
Sen ağlarsın saz ağlar,bir başkası ağlar,Gençlik bir süstü.
Bir damla göz yaşına doyarsa, bir içim suya kanmaz
Türkülerde kendini bulursun,sen anlarsın başkası anlamaz
Sen yanarsın karda, boranda,hasret ateşinde
Bir başkası üşür,O karda boranda senin gibi yanmaz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!