Yörüngesinden çıkan Güneş
Yenik düştü
Yerçekimine;
Gölgelerin
En bodur göründüğü saatler
Genlerimde genlerini ilk kez aradı insan yanım
Çığlık çığlığa fırladım
Yarasalardan önce
Utanç kokan mağaralardan;
Üstümde çürüdü
YAZDAN KALAN-15
Gecenin
Geceliğini yitirdiği saatte
Sularda kayboldu
Tüm yıldızları
YAZDAN KALAN – 16
Kimse
Hiç kimseyi sevemez
Bir kimse olmadan;
Rahmetli annem, çiçekleri çok severdi. Hele kasımpatıları. Çocukluğumda, bahçede çalışırken, bazen beliklerinden birini kesip, saçlarıyla çiçek gövdelerini bağladığını anımsıyorum. Ömürleri uzarmış. Dünyayı Güneş’in değil, çiçeklerin ısıttığına inanırdı o. Yoksa, yine onun savına göre, tüm insanlar bir gecede ölmeliydi... Nur içinde yat, anne!
Kış gelmeyegörsün
Rengârenk kasımpatıları günbatımının
Her yıl ölü çıkardı sabaha;
YAZDAN KALAN – 17
Karayı yadırgayan balıkçılar gibi
İçten içe sevdim
Akdeniz’i;
MAKAS
Beklenen çığlıkların görkemli senfonisinde
Hiç beklenmedik
Huysuz bir kahkaha;
Güneşin battığı topraklardan kalkıp
Karadeniz’e dek
Gururun en büyük ateşini taşıyan Tuna
Plevne Ovası’na gelince
Duralar;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!