Sahnenin tam ortasına, ipek perde çekilse,
Soytarı ile Bilge’ye, çekilse misal,
Diğer tüm oyunlar, affetsin sahneyi ve rolleri,
Devrin en akıllı ahmaklarına, çekilse sözüm ona,
Alaylarla hakikat, biraz soytarılık sözüm ona,
Bi de şu beklenebilirdi, hani alkışlar da batıdan,
Adı bilgelik dikeni olan, bulunurdu bir bahtiyar,
Herkes, her şey, boş ve ileri odalar, süzülerek sözüm ona.
*
Alkışlarla yücelmem bekleniyor, kahkahalarında sönmem,
O da kaygıların olacak, zihinlerde bir noktada hemen sönmem için,
Yavaş yavaş yürünen koridorda, sırtında bir kahraman sönmesi için,
Her an arzulanan ve bir o kadar küçümsenen, sezile sezile,
Teslim olmakta sana, kendim ve bilgece gevezelikler toplamı,
Pervanem yok işte, sen çok uğraştın halbuki,
Pervanem yok, elimde değil ben söndüremem kitlelerimi,
Karşı naraların var, deliyor sessizliğimi, yine sessizliğimi,
Fark etmiyorsun, gece kelebekleri, yerleri, gökleri de adımlayarak,
Konuyorlar artık, göklerim bomboş, sönmem algıların kapısına,
Oysa mevcuttur kudret,
Tüketirsin sen, insanı cihana
Kelebekleri de...
*
Bir Bilge ile Soytarı’ya, aralansa perdesi,
Alkışların şen bahtına, varsa batı sahnesi,
Çamuru parlak yaldızlarla, yıldızları lekelemesin,
Hoşlanıyorum işte, iradem dışında,
Yıldız nurla kaplamıyor madem, çağ çamurunu ben yitirdim,
Sen hatırla.
*
Ve geriye, o alkış tufanından, bir uğultu kalır,
Ne bilgenin kelamıdır o, ne soytarının şakası,
Sadece boşluğun kendiyle yaptığı, manasız bir konuşma,
Taç giydirilmiş hiçliğin, zafer takı.
Kayıt Tarihi : 7.9.2025 17:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!