z - 8 - K 8 heceli şiirler (uyaklı)

Nuri Can
407

ŞİİR


96

TAKİPÇİ

z - 8 - K 8 heceli şiirler (uyaklı)

8 heceli (kitap dosyası) karışık 2

Yunus Gibi

Derviş olsam yunus gibi
Yönümü hakka çevirsem
Terkeylesem kibir kini
Benlik dağını devirsem

Şu gavur müslim demeden
Güzel çirkin hor görmeden
Nefret akan her çeşmeden
Sevgileri bendeylesem

Dostluk ile engin olsam
Düşkün ile yengin olsam
Hoşgörüyle zengin olsam
Dünya malını neylesem

Dosta giden yola selam
Sevgi olsun başa belam
Şiir şiir kelam kelam
Gönüllere bir taç örsem

Çoşup dursam sellerleyin
Engin esen yellerleyin
Sırma saçlı tellerleyin
Yanık yanık inildesem

Dilsizlere söz olayım
Gözsüzlere göz olayım
Eğrilere düz olayım
Gelip geçen eydür desem

Hal bilenle haldaş olup
Yol bilenle yoldaş olup
Kamillere sırdaş olup
Gönül ehli söz söylesem

derince okyanus olsam
katı yüreklere dolsam
mevlanaya yoldaş olsam
gelen geçene gel desem

Tutsam düşkün ellerini
Dersem küskün güllerini
Sevsem şirin dillerini
Dünya alem birdir desem

Kör kuyuya ışık olsam
İnsanlığa aşık olsam
Dünyayla barışık kalsam
Düşmanlık nedir bilmesem

Can Nuri’yim erenlere
Gönül gözü görenlere
Hakka meyil verenlere
Canımı bazar eylesem


Yanıp Gezdik Diyar Diyar

Sıra sıra dizi dizi
Ayırdılar bizden bizi
Sır saklayıp sevgimizi
Alıp gezdik diyar diyar

Bilemeden suçumuzu
Giyemeden puşumuzu
Gözü yaşlı kuşumuzu
Salıp gezdik diyar diyar

Estik esen yeller ile
Küstük küsen diller ile
Irmak olup seller ile
Akıp gezdik diyar diyar

Silemeden yazımızı
Edemeden nazımızı
Hasretlere sazımızı
Çalıp gezdik diyar diyar

İçimizi çeke çeke
Boynumuzu büke büke
Gözyaşları döke döke
Bakıp gezdik diyar diyar

Biçemeden yoncamızı
Açamadan goncamızı
Umut dolu bohçamızı
Satıp gezdik diyar diyar

Ufalandık dirhem olduk
Hastalandık verem olduk
Boynu bükük kerem olduk
Yanıp gezdik diyar diyar

Dağlar böldü aramızı
Silemedik karamızı
Kanadıkça yaramızı
Sarıp gezdik diyar diyar

Çiğnendik toprak olduk
Savrulduk yaprak olduk
Can Nuri’yim ırmak olduk
akıp gezdik diyar diyar

Bulamadık yolumuzu
İçemedik dolumuzu
Kırık kanat kolumuzu
Takıp gezdik diyar diyar

Türkülerim Benim Yıldızlardan

Türkülerim benim yıldızlardan
Sırma telli sazlardan
Ülkemin geleceği umudu
Oğullardan kızlardan

Türkülerim benim dağbaşından
Göğün renkli kuşağından
Emek emek alınteri
Ongun ekin başağından

Türkülerim benim kuş sesinden
Serin rüzgar nefesinden
Şiir şiir destan destan
Ozanların dizesinden

Türkülerim benim ezgilerden
Duygu duygu sezgilerden
Demet demet deste deste
Dağ kokulu nergizlerden

Türkülerim benim ak karlardan
Al çiçekli diyarlardan
Dört bir yana akıp duran
Soğuk serin pınarlardan

Türkülerim benim güllerden
Yanık sesli bülbüllerden
Daldan dala, dağdan dağa
Esip duran ak yellerden

Türkülerim benim alaylardan
Davullardan zurnalardan
Kardeş bacı, bacı kardeş
Çektiğimiz halaylardan

Türkülerim benim hazlardan
Baharlardan yazlardan
Çayır çimen, çimen çayır
Meleşen ak kuzulardan

Türkülerim benim nehirlerden
Şehirlerden köylerden
Karıncayı incitmeyen
Sevgi yolu gönüllerden

Türkülerim benim yarınlardan
Sevgilerden saygılardan
Yunus emre Pir sultan
Hacı bektaş dergahından

Türkülerim benim rumelinden
Hacı bayram-ı veliden
Gönüller sultanı Mevlana
Pirim Ahmet yesevi'den

Türkülerim benim burçaklardan
Gelmiş geçmiş kuşaklardan
Yol yol menzil menzil
Yakınlardan, uzaklardan

Türkülerim benim Türkiyemden
Doğu batı her yerinden
Yıldız yıldız parıldayan
ATATÜRK'ün gözlerinden

Nazlı Çocuk

Çiçek açıyor tomurcuk
gül yağıyor yüreğine
sen gülünce nazlı çocuk
gün doğuyor gözlerine

ellerin küçücük küçük
gamze topluyor gülücük
yanakların elma kiraz
dudağında bin öpücük

mavi, yeşil, al gibisin
filiz, fidan, dal gibisin
şirin şerbet dillerinle
şeker kaymak bal gibisin

henüz körpe ince dalsın
bırak ömrün yeşil kalsın
bir pınar ol kardeşliğe
her susayan bir tas alsın

hülyalara ocak sensin
duygulara sıcak sensin
ne kinin var ne nefretin
dostluklara kucak sensin

bahar seninle allanır
ağaç sevginle dallanır
yıldızlar sana sevdalı
mehtaplar seni kıskanır

bakışların rüya gibi
bitmeyen bir hülya gibi
o küçücük kalbin varya
sanki koca dünya gibi

içli çocuk hisli çocuk
gül benlerin boncuk boncuk
ömrün filiz yarınlara
her dalında bin tomurcuk

arzuların fişne kiraz
hayallerin pembe beyaz
yapraklara kar düşüyor
üşütmesin seni ayaz

can eriği, çağla çocuk
istersen gül, ağla çocuk
gel saklambaç oynayalım
gözlerimi bağla çocuk

Tomurcuk güllerim kaldı

Esip geçen rüzgarlarda
savrulan küllerim kaldı
tipi, boran, ayazlarda
kavrulan güllerim kaldı

ömür bir kuştu alemde
uçup gitti ah elimde
yalvardığım bir zalimde
yorulan dillerim kaldı

ah ey felek bu ne hışım
yerden yere vurdun başım
çeşme gibi aktı yaşım
perişan hallerim kaldı

gönül gülü dala küstü
gelen vurdu, giden üzdü
aydınlıklar uzak düştü
karanlık günlerim kaldı

giden bahar, gelen yazda
yüreğim dondu ayazda
dertli dertli çalan sazda
kırılan tellerim kaldı

Ağlayan Bir Gülde Kaldım

Alev ateş sevdalarda
Kavrulan bir çölde kaldım
Esip geçen rüzgarlarda
Savrulan bir külde kaldım

Unutulmuş anılarda
Sarı sarı yapraklarda
Yağan yağmur, düşen karda
Ağlayan bir gülde kaldım

Hasret gönül burcum oldu
Giden ömür yolcum oldu
Feryad figan borcum oldu
Çağlayan bir selde kaldım

Gurbet gurbet, diyar diyar
Bilinmez bir elde kaldım
Damla damla akan gitar
İnleyen bir telde kaldım

Ben bir gülün goncasıyım
Çayır çimen yoncasıyım
Hayat dolu bohçasıyım
Gülmeyen bir serde kaldım

Can Nuri’ yim eydir halim
Düzen bozuk insan zalim
Kime yazayım ahvalim
Bitmeyen bir derde kaldım

Garip bülbül dertli dertli

garip bülbül dertli dertli
neden öter bilinmezki
gözyaşları sel misali
akıp gider silinmezki

zara bülbül zara bülbül
ah yüreği yara bülbül

figan firgat güle sesler
hasret ile yolun gözler
yüreğinde nice hisler
gizli sırdır çözülmezki

zara bülbül zara bülbül
ah ki, bahtı kara bülbül

donlar giyinmiş al yeşil
bir aşk için olmuş rezil
ağlama göz yaşını sil
dense bile denilmezki

zara bülbül zara bülbül
yine düşmüş dara bülbül

ister bağ ol ister dal ol
aşk denilen ince bir yol
çilesi bol, cefası bol
ölüm olsa dönülmezki

zara bülbül zara bülbül
ah ki, bahtın kara bülbül

Dayan kalbim Dayan kalbim

Hal bilmeze verme meyil
vezir isen eder rezil
insan oğlu melek değil
uyan kalbim uyan kalbim

dünya seni aldatsa da
elin kolun bağlatsa da
güldürmeyip ağlatsa da
dayan kalbim dayan kalbim

mevla vermiş sana canı
kanadıkça sar yaranı
bir gün gider gam kervanı
uyan kalbim uyan kalbim

aşk sırrını bilenlere
hak adalet diyenlere
gerçek sevgi yüreklere
ayan kalbim ayan kalbim

varsın etsin sana kader
bitmesin başında keder
bir gün dertler çekip gider
dayan kalbim dayan kalbim

insan oğlu can zalimi
varsın kirletsin alemi
bir gün kırılır kalemi
dayan kalbim dayan kalbim


Mahpuslarda Yatan Oğul

Şimdi dağlar öfke dolu
Rüzgar eser uğul uğul
Hasretine dayanamam
Mahpuslarda kalan oğul

Boynu bükük çiçeklerin
Hasretlere saldı bizi
Kolundaki kelepçenin
Yüreğimde kaldı izi

Şimdi bahar kuşlar öter
Sular çağlar ben inlerim
Efil efil eser yeller
Dallar ağlar ben inlerim

Özgürlükler mahpus şimdi
Yüreklerki dolu mermi
Sevdamızda gül yarası
Yüzyıl geçse de gider mi

Şimdi dağlar öfke dolu
Yeller eser uğul uğul
Acımıza hançer saplı
Mahpuslarda yatan oğul

Ah ey felek bunca çile
Çekilir mi ben çekeyim
Oğul denen benzer güle
Geçilir mi ben geçeyim

Şimdi dağlar öfke dolu
Şimdi rüzgar uğul uğul
acılara kar yağıyor
Zındanlarda kalan oğul


Ömrüm Bana Geri Dön

Dağlarda kar erirken
Yıllara yol verirken
Gül zamanı gelirken
Kalbim bana geri dön

Bir uzak diyar gibi
Hasret gibi nar gibi
Bir vefalı yar gibi
Ömrüm bana geri dön

Şiir gözlü kuş oldun
Uça uça yoruldun
Bir kalpsize vuruldun
Kalbim bana geri dön

Gah inip gah çıkarak
Gah gülüp ağlayarak
Saçlara kır düştü bak
Ömrüm bana geri dön

Rüzgarlarla dost oldun
Goncalarla savruldun
Acılarla kavruldun
Kalbim bana geri dön

Mutluluklar bölündü
Anılara gömüldü
Bütün yıldızlar söndü
Ömrüm bana geri dön

Kaldık bak ara yerde
Düştük dermansız derde
Sevda gitmiyor serde
Kalbim bana geri dön

Yollara sis çökmeden
Güller boyun bükmeden
Dallar gazel dökmeden
Ömrüm bana geri dön


Kanar Durup Dinlenmeden

Kalbimin içinde bir gül
Kanar durup dinlenmeden
Aşka düşmüş deli gönül
Yanar durup dinlenmeden

Yağmur yağar bulutlanır
Güneş doğar umutlanır
Bahar gelir kanatlanır
Uçar durup dinlenmeden

Aşk oduyla yandırır da
Katre katre kandırır da
Naz edip usandırır da
Kaçar durup dinlenmeden

Saçlarıma kırlar düşer
Sevda ile özüm pişer
Umut dargın gönül küser
Ağlar durup dinlenmeden

Dalda solan yaprak gibi
Yolda tozan toprak gibi
Dağda akan ırmak gibi
Çağlar durup dinlenmeden

Kimi sevmiş sevilmemiş
Kimi gitmiş de gelmemiş
Can Nuri’yim can yitirmiş
Arar durup dinlenmeden

Diller Merhametsiz Olmuş

Kanar yaram saranım yok
Eller merhametsiz olmuş
Sineme saplanır ok ok
Diller merhametsiz olmuş

Gönül viran bir han gibi
Dost bildiğim düşman gibi
Esip geçer bir an gibi
Yeller merhametsiz olmuş

Ömür kısa yollar uzun
Yolcusuyuz hep sonsuzun
Garip bülbül melül mahsun
Güller merhametsiz olmuş

Bu dünyada bir dertliyim
Kimden medet bekliyeyim
Ummanlara ne diyeyim
Seller merhamersiz olmuş

Can Nuri’yim ey hallarım
Dikiş tutmaz yaralarım
Sazım inler ben ağlarım
Teller merhametsız olmüş

Deli Boran

Oğul ömrüm oğul ömrüm
Gelip geçti tipi boran
Bir sevdaya düştü gönlüm
Delip geçti deli boran

Bülbüle gül oldu ömrüm
Hasrete çöl oldu ömrüm
Aşk ile kül oldu ömrüm
Esip geçti tipi boran

Geçen günler ömür çaldı
Ellerim böğrümde kaldı
Gönül kuşum havalandı
Uçup gitti deli boran

Dallardaki yaprak gibi
Çağlayan bir ırmak gibi
Bağrı yanık toprak gibi
Ezip geçti tipi boran

Hayat denen bir yalandı
Saçlar tel tel beyazlandı
Yel estikçe ayazlandı
Kesip biçti deli boran

Yazbaharım kışa döndü
Duman tütmez ocak söndü
Bir gün derler Nuri öldü
Sevip geçti tipi boran


Kalbim Bana Geri Dön

Dağlarda kar erirken
Yıllara yol verirken
Gül zamanı gelirken
Kalbim bana geri dön

Bir uzak diyar gibi
Hasret gibi nar gibi
Bir vefalı yar gibi
Ömrüm bana geri dön

Şiir gözlü kuş oldun
Uça uça yoruldun
Bir kalpsize vuruldun
Kalbim bana geri dön

Gah inip gah çıkarak
Gah gülüp ağlayarak
Saçlara kır düştü bak
Ömrüm bana geri dön

Rüzgarlarla dost oldun
Goncalarla savruldun
Acılarla kavruldun
Kalbim bana geri dön

Mutluluklar bölündü
Anılara gömüldü
Bütün yıldızlar söndü
Ömrüm bana geri dön

Kaldık bak ara yerde
Düştük dermansız derde
Sevda gitmiyor serde
Kalbim bana geri dön

Yollara sis çökmeden
Güller boyun bükmeden
Dallar gazel dökmeden
Ömrüm bana geri dön

Turna İdim Göle Düştüm

Bulut bulut yağmur yağmur
Damla damla yele düştüm
Umut ektim bahar bahar
İçimdeki sele düştüm

sümbül olsam yazım kırık
Bülbülüm avazım kırık
Bir aşığım sazım kırık
İnce sızı tele düştüm

Dağlarki kar için ağlar
Yürekler nar için ağlar
Gözlerim yar için ağlar
Mecnun oldum çöle düştüm

Hep üzüldüm üzemedim
Suna gibi yüzemedim
Kanadımı süzemedim
Turna idim göle düştüm

Ey beni görmeyen dağlar
Bir umut vermeyen dağlar
Halimden bilmeyen dağlar
Bir hayırsız ele düştüm

Can Nuri’yim sefa bilmem
Dertli doğdum deva bilmem
Ahengim yok neva bilmem
Bülbülüm bir güle düştüm

Yağ Üstüme

Bülbülüm nevale düştüm
Bir gülüm hayale düştüm
Gel görki ne hale düştüm
Çöktü koca dağ üstüme

Bir mecnunum çöllerdeyim
Turna oldum göllerdeyim
Kapkaranlık ellerdeyim
Güneşim ol doğ üstüme

İstersen gül bağın olam
Dalında yaprağın olam
Başı karlı dağın olam
Bulut bulut ağ üstüme

Ardım boran önüm tipi
Hasretin derindir dibi
Susuz kaldım çiçek gibi
Yağmur yağmur yağ üstüme

Bülbül oldum neva bilmem
Dertli doğdum deva bilmem
Can Nuri’yim vefa bilmem
Gelip geçti çağ üstüme

Kolum Niye Kırıldın

günler umut taşırken
yıllarla yarışırken
yaşamla barışırken
kalbim niye kırıldın

otuzuna varmadan
goncalara durmadan
ince beller sarmadan
kolum niye kırıldın

çocuklar düş kurmuyor
dostlar dostu sormuyor
sağlara gün vurmuyor
solum niye kırıldın

dağlarda kar erirken
bahçeler gül verirken
güz mevsimi değilken
dalım niye kırıldın

göklere gün ağarken
kalplere gül yağarken
bin umudu bağlarken
elim niye kırıldın

Can Nuri’yim ey canım
yaralandı her yanım
Vursanda akmaz kanım
Halım niye kırıldın

Susar Bir Gün Dağlar Dağlar

sessiz sakin duran yeller
eser bir gün dağlar dağlar
şakıyıp konuşan diller
susar bir gün dağlar dağlar

yaşam rüya ölüm gerçek
gelenler hepsi göçecek
yol başını çiçek çiçek
biçer bir gün dağlar dağlar

sazlardaki nağmelerden
çalıp gülsende her telden
dudaktaki buselerden
öper bir gün dağlar dağlar

uçan kuştan esen yelden
yağan yağmur çoşan selden
yaşamın bittiği yerden
susar bir gün dağlar dağlar

ok hızıyla geçer zaman
zalım felek vermez aman
ak başına kara duman
çöker bir gün dağlar dağlar


Turnam

kuş mu uçar bu kaleden
haber yok gözü eladan
kurtar beni bu beladan
al ömrümü götür turnam

bu dağları elem sardı
gelen aldı giden çaldı
deli gönlüm garip kaldı
elden ele götür turnam

bülbülün avazı için
dostluğun niyazı için
Çağlari’nin sazı için
al gönlümü götür turnam

Gahi gündüz gahi gece
duygu dolu bir gönülce
şiir şiir hece hece
sevdiğime götür turnam

aylar gelip yıllar geçti
diyar diyar yollar geçti
hak yolunda kullar geçti
al ömrümü götür turnam

ömür uçsun kanatlansın
sevda sevda ayaklansın
al gönlümü sende kalsın
elden ele götür turnam

bülbüllerin ahı için
gecenin sabahı için
dostlukların şahı için
alda götür burdan turnam

kurtar beni matem yastan
duman duman saran pustan
türkü türkü destan destan
al ömrümü götür turnam

Can’ı canana kul eden
Yakıp yakıpta kül eden
kurtar beni bu çileden
al gönlümü götür turnam

Gurbet Çaldı Umudumu

Gurbet çaldı umudumu
Gülmelere hasret kaldım
Uzakta kalmış yurdumu
Görmelere hasret kaldım

Giyemeden allarımı
Felek kırdı kollarımı
Kader kesti yollarımı
Gelmelere hasret kaldım

Tel tel ağardı saçlarım
Kurudu hep ağaçlarım
Akıp gitti gözyaşlarım
Silmelere hasret kaldım

Bir yaralı garip kuşum
Uça uça yorulmuşum
Ta kalbimden vurulmuşum
Sevmelere hasret kaldım

Yaraya gül dikemedim
Acıya kül ekemedim
Bir sevdaki çekemedim
Mevsimlere hasret kaldım

İpincecik kırık dalım
Ne mülküm var ne de malım
Dünya hain insan zalım
Ölmelere hasret kaldım

Diller Merhametsiz Olmuş

Kanar yaram saranım yok
Eller merhametsiz olmuş
Sineme saplanır ok ok
Diller merhametsiz olmüş

Gönül viran bir han gibi
Dost bildiğim düşman gibi
Esip geçer bir an gibi
Yeller merhametsiz olmuş

Ömür kısa yollar uzun
Yolcusuyuz hep sonsuzun
Garip bülbül melül mahsun
Güller merhametsiz olmuş

Bu dünyada bir dertliyim
Kimden medet bekliyeyim
Ummanlara ne diyeyim
Seller merhamersiz olmuş

Can Nuri’ yim ey hallarım
Dikiş tutmaz yaralarım
Sazım inler ben ağlarım
Teller merhametsız olmüş


Mızraplar Tele Küskün

Yapraklar gazel dökmüş
Mevsimler yele küskün
Ağaçlar boyun bükmüş
Bahçeler güle küskün

Göçüp gitmiş şen kuşlar
Eğilmiş garip başlar
Gözlerde buruk yaşlar
Yağmurlar sele küskün

Bitmiş yaprağın hazı
Sonbahar kışa razı
Kırılmış gönül sazı
Mızraplar tele küskün

Solmuş bütün çiçekler
Acı dolmuş yürekler
Yalan olmuş gerçekler
Dualar dile küskün

Günler hüzne bölünmüş
Hasret çileye dönmüş
Tüten ocaklar sönmüş
Yangınlar küle küskün


Karlar Yağar Bu Başıma

Turna idim göle döndüm
Ateş oldum küle döndüm
Boynu bükük güle döndüm
Karlar yağar bu başıma

Murat alıp ne gün gördüm
Ne dünyada sefa sürdüm
Ağlamakla geçti ömrüm
Felek bakmaz gözyaşıma

Ben aşk ile yaralandım
Hasret çekip paralandım
Sevdiğimden ayrı kaldım
Zehir kattı bak aşıma

Hey dağlar taşlı dağlar
Başı telaşlı dağlar
Gözlerim yaşlı dağlar
Acımadı genç yaşıma


Elimde bir mendil kaldı

umudumu gurbet aldı
sevincimi hasret çaldı
gülmek ele, sevmek ele
isyan etmek bana kaldı

gitti ömür dönmez geri
gönül yurdum yangın yeri
ta doğduğum günden beri
garip boynum bükük kaldı

hazan vurdu viran bağlar
her yaprakta bir dal ağlar
ne halimi bir soran var
ne de derdim bilen kaldı

dünya kahrı çeke çeke
gezdim boyun büke büke
gözyaşımı döke döke
elimde bir mendil kaldı

sarılmaya kırık kollar
kavuşmaya ırak yollar
ne sevdayı bilen kullar
ne uğrunda ölen kaldı


Hasretleri Gül Eyledim

Ateşleri kül eyledim
hasretleri gül eyledim
acıları tül eyledim
savurdum ta uzaklara

yüreğimi taşa boğdum
gözlerimi yaşa boğdum
esen yelden, açan gülden
gökte uçan kuşa sordum

yağmurları sel eyledim
yanık sazda tel eyledim
varıp Munzur'un başına
can gülüme el eyledim

karalar al eylenir mi
acılar bal eylenir mi
uzaklar yol eylenir mi
varıp can gülümü görsem


Çağla Gitsin

Sevgi umut, umut çiçek
deste deste bağla gitsin
yaşam yalan ölüm gerçek
istersen gül, ağla gitsin

kötüye kullanma dini
düşmanın bil nefret kini
sevgi yaksın yüreğini
ateş alev dağla gitsin

bir çiçek ol rüzgar biçsin
bir köprü ol gelen geçsin
bir pınar ol herkes içsin
dere tepe çağla gitsin

düşmanlığı kov ki gitsin
Can Ozanı bir dost bilsin
ışık ek ki, sevgi bitsin
karanlıklar çekip gitsin


Ağla Gönül

Bu dünyada bir garipsin
durma sen hep ağla gönül
dertliye tabip ne yapsın
durma sen hep ağla gönül
(nakarat)
gönül gönül dertli gönül
gönül gönül garip gönül

yaraya kül ekilmiyor
acıya gül dikilmiyor
bir cefaki çekilmiyor
gülme sen hep ağla gönül
xx
varsın ömür gazel döksün
nazlı güller boyun büksün
bu dünyada bir öksüzsün
durma sen hep ağla gönül

talihsiz bu başa dayan
hazan geldi kışa dayan
akıp giden yaşa dayan
gülme sen hep ağla gönül

vay haline vaylar oldu
dost düşmanın haylar oldu
yar gideli aylar oldu
durma sen hep ağla gönül

yağan yağmur düşen karda
anılar gelirken yada
sevgisiz kalmış dünyada
gülme sen hep ağla gönül

Can Nuri'yim bir dertlisin
kimden teselli beklersin
doktor tabibi neylersin
durma sen hep ağla gönül

Dinle Gönül

Ağlama gel yaşa dayan
Talihsiz bu başa dayan
Geçti bahar geçti yazlar
Hazan geldi kışa dayan

Ekinleri ekemedik
Fidanları dikemedik
Bir kahırki çekemedik
Ezip geçti tasa gönül

İnleyeyim dinle gönül
Dinleyeyim inle gönül
Günler geçti kinle gönül
Uyan artık aşka uyan

Gurbet ele düştü yolum
Kementlere düştü kolum
Ne sağ tutar, ne de solum
Vurdun taştan taşa gönül

Gözyaşlarım nehir oldu
Kurda kuşa seyir oldu
Bir hayatki zehir oldu
Gayrı bulmaz şifa gönül

Sevda bağını har alsın
Gönül dağını kar alsın
Varsın canını yar alsın
Çaresi yok başka gönül


Sarmaz Yaramı

Başı duman karlı dağlar
Kesti aramı aramı
Bir zalim vurdu sinemden
Sarmaz yaramı yaramı

Eyvah gönül eyvah gönül
Ne gül kaldı, ne de sümbül
Her yangında bir avuç kül
Gönülde bergüzar kaldı

Yar peşinden koşa koşa
Gelip geçti ömür boşa
Vurdu kader taştan taşa
Silmez karamı karamı

Ne göz kaldı ne ağlayan
Ne sel kaldı ne çağlayan
Her yangında feryat figan
Dert ile intizar kaldı

Yaprağın döktü çınarım
İnleyip durur pınarım
Hançer yedikçe kanarım
Sarmaz yaramı yaramı

Hazan vurdu bahçelere
Bülbüle ahu zar kaldı
Odlar düştü yarelere
Ne gül ne gülüzar kaldı

Yol geçtiği görülmüş mü?

İnsanlığa düşman olan
Dost seçtiği görülmüş mü?
Sevip sonra pişman olan
Of çektiği görülmüş mü?

Gül dalında nazlı çiçek
Bahar gelmez açana dek
Aşk narına yanan yürek
Kül kestiği görülmüş mü?

Bu dünyada her şey yalan
Düşün nedir elde kalan
Ara yerde oyalanan
Yol geçtiği görülmüş mü?

Zulme çanak tutanların
Haram lokma yutanların
Boş keseden atanların
Borç kestiği görülmüş mü?

Hak katında kalanların
Gönlü ferah olanların
Aşkı için yananların
Hiç söndüğü görülmüş mü?

Mert oğlu merdin sözünden
Hiç döndüğü görülmüş mü?
Sevgi eken dostluk biçer
Kin biçtiği görülmüş mü?


Ağlar Ağlar Gezerim

Ne bir kimsem ne bir dostum
ne kaftanım ne de postum
bu yalan dünyaya küstüm
ağlar ağlar gezerim ben

uykularım yarım yarım
yıllardır bir dost ararım
durmaz akar gözpınarım
çağlar çağlar gezerim ben

dertler çektim dizi dizi
kahpe felek görmez bizi
sırtımda kaç bıçak izi
bağlar bağlar gezerim ben

ah bu benim garip ömrüm
neler çektim neler gördüm
dertli başım deli gönlüm
dağlar dağlar gezerim ben

sevda denen bir yalanmış
Can Ozan yanmışta yanmış
dertler sıra sıra sıralanmış
çağlar çağlar gezerim ben

Ey Vah

Dünya denen şu alemde
Gülemedim gitti ey vah
Zevki ile sefasını
Süremedim gitti ey vah

Çeke geldim bu zulümü
Deremedim mor gülümü
Yüreğimde kör düğümü
Çözemedim gitti ey vah

Yana kaldım aşk izinde
Derman kalmadı dizimde
Yalan dünya denizinde
Yüzemedim gitti ey vah

Elem sardı dört yanımı
Gökler almaz feryadımı
Kuşlar gibi kanadımı
Süzemedim gitti ey vah

Ne içimde ateş söndü
Ne kaderim bana güldü
Gözyaşlarım sele döndü
Silemedim gitti ey vah

Can Nuri’yim eydir adım
Olmadı bir mutlu anım
Kim dostumdu kim düşmanım
Bilemedim gitti ey vah

Dara bülbül

Ey bülbül donların sarı
Ağlamak mı? ömrün karı
Nerede yitirdin yari
Ara bülbül ara bülbül

Bir gül için olma heder
Tükenmez kalbinde keder
Duyduk yar elinden haber
Kara bülbül kara bülbül

Viran olmuş gülü gülşen
İflah olmaz derde düşen
Aşk oduyla yanıp pişen
Nara bülbül nara bülbül

Ey bülbül donların yeşil
Ağlama gözyaşını sil
Bir aşk için olma rezil
Yara bülbül yara bülbül

Ey bülbül neden ağlarsın
Nuri‘nin bağrın dağlarsın
Bir gün düşünce anlarsın
Dara bülbül dara bülbül

İsterdimki Bu Dünyada

İsterdimki bu dünyada
Dostluk olsun, barış olsun
Silahlanmak için değil
Sevgi için yarış olsun

İsterdimki üstümüzde
Karanlıklar el çeksin
Sevdalar umut umut
Gökyüzünde çiçeklensin

İsterdimki tüm çocuklar
Sümbül yazsın, gül yazsın
Eller silahlara değil
Dostluklara uzansın

İsterdimki yeryüzünde
Kinler nefretler değil
Beyaz beyaz güvercinler
Geleceğe havalansın

Cümbüş Olsun Saz Olsun

Gelin türkü yakalım
Cümbüş olsun saz olsun
Hazan vurmuş gönüller
Bahar olsun yaz olsun

Her umuda bir çiçek
Selam dursun gülerek
Neşe dolsun bu yürek
Yaşamak bir haz olsun

Uçan kuş esen yele
Gülelim gülen güle
Ne yaşamak bir çile
Ne gönüller yas olsun

Gülelim eğlenelim
Sevelim sevilelim
Türküler söylüyelim
Her sese bir saz olsun

Dört Mevsimim Kışa Döndü

Günler geçti kara kara
şu sinemi yara yara
hasret kaldık bir bahara
dört mevsimim kışa döndü

yollar geçtim dizi dizi
ağladım hep gizli gizli
sırtımda bin bıçak izi
zalım kader taşa döndü

Ah bu benim garip gönlüm
Ah bu benim dertli ömrüm
ne yar oldu, ne gün gördüm
gülen gözüm yaşa döndü

yıllar yıllı yana yana
neler çektirdi bu cana
acımadı felek bana
dert çektikçe başa döndü

Ağla Yüreğim Ağla

şu paranın yokluğuna
çalış karın tokluğuna
derdin bitmez çokluğuna
ağla yüreğim ağla

bazen sel bazen fırtına
bunca dert vermiş sırtına
feleğin kahpe çarkına
ağla durmadan ağla

düştük felek oyununa
hayat bindi omuzuna
bir de yokluk ekle buna
ağla gözlerim ağla

Çağla Gitsin

Sevgi umut, umut çiçek
deste deste bağla gitsin
yaşam yalan ölüm gerçek
istersen gül, ağla gitsin

kötüye kullanma dini
düşmanın bil nefret kini
sevgi yaksın yüreğini
ateş alev dağla gitsin

bir çiçek ol rüzgar biçsin
bir köprü ol gelen geçsin
bir pınar ol herkes içsin
dere tepe çağla gitsin

düşmanlığı kov ki gitsin
Can Ozanı bir dost bilsin
ışık ek ki, sevgi bitsin
karanlıklar çekip gitsin

Gök dolusu yıldız olsam

Bahçeler dolusu çiçek
göz dolusu yağmur olsam
yağsam kıraç topraklara
duygulansam durulsam

ay geçerken penceremden
gök dolusu yıldız olsam
mavi düşler denizinde
düşler kursam yorulsam

güneş olsam tarlalara
başak başak ekin olsam
ekmek olsam yoksullara
sevinçlere boğulsam

yürekler dolusu sevgi
özlem dolu bir gül olsam
umut olsam çocuklara
dostluklara vurulsam


Od döktüler yanmadım

yol üstü bir çınarım
akmaz suyum pınarım
çok uzaklarda kaldı
munzur gözlü baharım

uyudum uyanmadım
od döktüler yanmadım
ömür boyu dayandım
hançer yedim kanarım

yüreğim gül yarası
ateşle kül arası
söndü ömür çırası
gönüllerde yanarım

Kalbi kırık bir kuşum

Kalbi kırık bir kuşum
istemeden doğmuşum
sevgisiz bir dünyada
severek yorulmuşum

sevgi benim ilacım
hem sevincim hem acım
yürekten bir sevgiye
ölesiye muhtacım

candan bir seven olsa
canımı vereceğim
hep sevdalar peşinde
geçti ömrüm, gençliğim

arzular yağmur yağmur
özlem bulut buluttu
kime gönül verdiysem
gönlümü taşa tuttu

ümitler gonca gonca
dal daldı yüreciğim
bir vefasız elinde
soldu gülüm. çiçeğim

türküler yaka yaka
korlara düştü gönlüm
yollara baka baka
yıllara küstü gönlüm


Dalda solan yaprağa sor

Güller ile gülen benim
geyiklerle melen benim
yeller ile uçup giden
yağmur ile gelen benim

beni esen yellere sor
çoşan deli sellere sor
hazan vurmuş bahçelerde
boyun eğen güllere sor

kuşlar ile uçan benim
al güllerle açan benim
yollar ile yoldaş olup
yolculardan kaçan benim

dalda solan yaprağa sor
bağrı yanmış toprağa sor
gözyaşımda bulut bulut
sessiz akan ırmağa sor

acılları bilen benim
mevsimleri bölen benim
dört el sarılıp yaşama
sevgilerle ölen benim

bitmek bilmez yollarilen
gülmek bilmez kullarilen
Can Nuri'yi karlarilen
geçip giden kışlara sor

Can dediğin bir kuş gibi

Kara günler bir yel gibi
esip geçer üstümüzden
boz bulanık bir sel gibi
gelip geçer ömrümüzden

aşk denilen çoşkun nehir
içer isen olur zehir
zaman gelir döner devir
eser kalmaz gülümüzden

rüya gibi bir düş gibi
bahar gibi bir kış gibi
can dediğin bir kuş gibi
uçup gider göğsümüzden

ölüm en son durak olur
ten çürüyüp toprak olur
biter bir gün yaprak olur
filiz verir kabrimizden


Gecenin büyüsü

Rüzgar eser hafif hafif
yaprak yaprak kımıldar
ay süzülür nazlı nazlı
mehtap mehtap parıldar

gerdeğin kollarına düşer gece
gecenin rahmine sevda
çiçeğe durur dalucları
bahar bahar fısıldar

dereler türkü söyler
iç çekişir gelinler
yel dolanır kavakların beline
selvi selvi eğilir

sabah olur sonra
ay çekilir gizlice
dağılır büyüsü gecenin
çözülür bilmece

bir özlem bin özlemle tutuşur


Kalplerde donan nedir

Ey günün gözlerinden
gönlüme akan nehir
ay geçerken penceremden
ruhumu yakan nedir

hasret midir nar mıdır?
bir deli rüzgar mıdır?
aşk mıdır hicran mıdır?
içime dolan zehir

feryada yar feryada
anılar düştü yad'a
sevgisiz bir dünyada
kalplerde donan nedir

mavi düşler mi söndü
geceler mi karanlık
sustu bütün türküler
sazlar çalmıyor artık

bir yapıp bir yıkarak
bir düşüp bir kalkarak
işte ölüm son durak
ardında kalan nedir

Dört Mevsimim Kışa Döndü

Günler geçti kara kara
şu sinemi yara yara
hasret kaldık bir bahara
dört mevsimim kışa döndü

yollar geçtim dizi dizi
ağladım hep gizli gizli
sırtımda bin bıçak izi
zalım kader taşa döndü

Ah bu benim garip gönlüm
Ah bu benim dertli ömrüm
ne yar oldu, ne gün gördüm
gülen gözüm yaşa döndü

yıllar yıllı yana yana
neler çektirdi bu cana
acımadı felek bana
dert çektikçe başa döndü

Ağla Yüreğim Ağla

Şu paranın yokluğuna
çalış karın tokluğuna
derdin bitmez çokluğuna
ağla yüreğim ağla

bazen sel bazen fırtına
bunca dert vermiş sırtına
feleğin kahpe çarkına
ağla durmadan ağla

düştük felek oyununa
hayat bindi omuzuna
bir de yokluk ekle buna
ağla gözlerim ağla

Kundaklara Ateş Düştü

Çöl oldu yeşil alanlar
Topraklara ateş düştü
Boynunu bükmüş ormanlar
Yapraklara ateş düştü

Bahar yerin almış güzler
Maske maske yalan yüzler
Kirlendi çaylar denizler
Irmaklara ateş düştü

Bir garip açar çiçekler
Uçmaz oldu kelebekler
Zehir emiyor bebekler
Kundaklara ateş düştü

Geceye döndü gündüzler
Nefret dolu bakan gözler
Yalan yanlış bütün sözler
Dudaklara ateş düştü

Teknoloji çağın rengi
Bozuldu doğanın dengi
Ne saygı var ne de sevgi
Yüreklere ateş düştü


Ben Yorgunum Gönül Yorgun

Yüreğime basa basa
Ezip geçti bu gam tasa
Menzil uzun ömür kısa
Ben yorgunum gönül yorgun

Bu dünyanın cefası çok
Huzuru yok sefası yok
Aşk denilen zehirden ok
Ben vurgunum gönül vurgun

Ne sarayım ne de tahtım
Yüreğimde kaldı ahtım
Hiç gülmedi kara bahtım
Ben dargınım gönül dargın

Hasret Treni

Trenler gurbete kalkar
Yollar engebeli taşlı
Analar dualar yakar
Yürek buruk gözler yaşlı

Gözyaşında ayrılıklar
Yüreklerde kor yanıklar
Elde ıslak mendil kalır
Boğuk boğuk hıçkırıklar

Giden belki dönmez olur
Dönse bile görmez olur
Bir od yakar yürekleri
Kıyamete sönmez olur

Kara tren kara tren
Gidişleri elem veren
Gelişleri sevindiren
Hep yürekler seni bekler

Candan ayrı can mı olur
Dertlere derman mı olur
Kendi yuvan durur iken
El yurdu vatan mı olur

Hasret Benim Çile Benim

Çile çile hasret benim
Cefa benim gurbet benim
Bıçak bıçak sancı sancı
Çekilen her dert benim

Dağlar benim taşlar benim
Yoklar benim açlar benim
Garip garip hicran hicran
Gözde akan yaşlar benim

Seher benim sabah benim
Sevap benim günah benim
Yürek yürek feryat figan
çekilen her bir ah benim

Sevda sevda sevgi benim
Duygu duygu sezgi benim
Ağıt ağıt şiir şiir
Yakılan her ezgi benim

Evel benim ahir benim
Eza benim kahır benim
Çiçek çiçek gonca gonca
O çatlayan sabır benim

Nuri Can’ım ozan benim
Hasret firgat yanan benim
Kurşun kurşun urgan urgan
Alınan her bir can benim


Götür Irmak

Uzak ıssız kıyılara
Al benide götür ırmak
Dostluk dolu dünyalara
Sal banide götür ırmak

Al bir gülün goncasına
Çayır çimen yoncasına
Mavi düşler bohçasına
Sar benide götür ırmak

Renkli renkli rüyalara
Pembe pembe hülyalara
Alev ateş sevdalara
Yak benide götür ırmak

Kirlenmemiş gerçeklere
El değmemiş çiçeklere
Şarkılara türkülere
Kat benide götür ırmak

Dostlukların solmadığı
Düşmanlığın olmadığı
Yalanların kalmadığı
Bir dünyaya götür bırak


Ne Güzeldir iki Gözüm

Ne güzeldir iki gözüm
Kırda koşuşan çocuklar
Bahar bahar gülümseyen
Dal ucları, tomurcuklar

Ne güzeldir iki gözüm
Gönül gönüle karışmak
Bırakıp nefreti kini
Dostluk için yarışmak

Ne güzeldir canım gözüm
Şu uçan kuş, şu akan su
Şu yeryüzü, şu gökyüzü
Sevi sunan gül kokusu

Ne güzeldir iki gözüm
Sevmek saymak bağışlamak
Duymak en ince sevinci
Ta yürekten çağıldamak

Çağım Değil

Kimi biner kimi iner
bu çağ benim çağım değil
kimi ağlar kimi güler
bu çağ benim çağım değil

kötülerin övündüğü
iyilerin dövündüğü
kadınların dövüldüğü
bu çağ benim çağım değil

yobazlığın hortladığı
çıkarların kutsandığı
haysiyetin horlandığı
bu çağ benim çağım değil

zulümlerin çoğaldığı
çocukların aç kaldığı
merhametin olmadığı
bu çağ benim çağım değil

savaşların bitmediği
anaların gülmediği
gözyaşını silmediği
bu çağ benim çağım değil


Yürek nar için ağlar

Rüzgar vurur dallara
İnim inim inliyor
Hasret döktüm yollara
Yollar bunu bilmiyor

Şu gurbetin bağrında
Öldüm karlı dağında
Baş koyduğum yastıkda
Göz yaşımı silmiyor

Yaz tükenir güz gelir
Yağmur yağar sislenir
Bülbül güle seslenir
Gül bülbülü dinliyor

Dağlar kar için ağlar
Yürek nar için ağlar
Yollar yar için ağlar
Giden geri gelmiyor

Bülbülüm neva bilmem
Dertliyim deva bilmem
Ömrümce vefa bilmem
talih bana gülmüyor


Nerde Kaldı

Yağmurlarla güğüm güğüm
Sırılsıklam düğüm düğüm
Hayal kurup yürüdüğüm
Dağ yolları nerde kaldı

Yücelerden bakıp giden
Yürekleri yakıp giden
Nazlı nazlı akıp giden
Kar suları nerde kaldı

Kalbimi sinemde çalan
Beni deli divan kılan
Her gece sevip sarılan
Yar kolları nerde kaldı

Can Nuri’yim ey yandığım
Diyar diyar aradığım
Özlemiyle kanadığım
Zap boyları nerde kaldı


Feryatları yüreğimdir

Gurbet ele bir kuş uçar
Kanatları yüreğim(dir) de
Bir gül solar, bir gül açar
Yaprakları yüreğim(dir) de

Aşık olan saza gelir
Güzel olan naza gelir
Bülbüller avaza gelir
Feryatları yüreğim(dir) de

Dağbaşı kar için ağlar
Yürekler nar için ağlar
Aşıklar yar için ağlar
Gözyaşları yüreğim(dir) de

Geceden sabaha düştü
Gül açtı vahaya düştü
Ah’dan yandı vah’a düştü
Korkuları yüreğim(dir) de


Yar Elinden

Yar elinden yar elinden
Hançer yedim yar elinden
Yüreğimden vurgunum ben
Nere gidem yar elinden

Başım dağlar gibi duman
Garip kaldı bacım anam
Vurgun yedim yüreğimden
Derin derin sızlar yaram

Yar elinden yar elinden
Hançer yedim yar elinden
Yüreğimden yaralıyam
Bu dert ile nere gidem

Ben bu elin mor gülüyem
Garip kalmış bülbülüyem
Haber salın anam gele
Yaram sarsın ben ölüyem

Dağlar yol vermedi geçem
Zehir zıkkım olsun içem
Nazlı yarim yaram sara
Can Nuri’yim ölüm seçem


Çağlar Şimdi

Bahar geldi deli çaylar
çağıl çağıl çağlar şimdi
dağ başında esen rüzgar
uğul uğul ağlar şimdi

esme rüzgar esme rüzgar
umudumu kesme rüzgar

gönlüm sevdanın çağında
kaldım hüsranın dağında
derdimin şu bol çağında
gazel döker bağlar şimdi

esme rürgar esme rüzgar
yaralarım deşme rüzgar

efkar sarmış başım yine
eriyorum günden güne
pervaneyim döne döne
duman duman dağlar şimdi

esme rürgar esme rüzgar
dertlerimi deşme rüzgar

Ayrılık Türküsü

Ey dere derin dere
Suları serin dere
Bu gün başım dumanlı
Akıp gidersin nere

Sabah oldu ay battı
Herkes uykuya yattı
Yar sılada ben burda
Nidem böyle hayattı

Kuşlar öter su akar
Gözler yollara bakar
Geceleri yalnızlık
Gündüz ayrılık yakar

Dağlar sıra sıralı
Gönül kuşum yaralı
Gözlerim gülmez oldu
Sıladan ayrılalı

Ana nerde yar nerde
Zarar nerde kar nerde
Kader ayırdı bizi
Her birimiz bir yerde

Bu dağı geçen bilir
Suyunu içen bilir
Bir garibin derdini
Gariplik çeken bilir

Hey dağlar taşlı dağlar
Başı telaşlı dağlar
Gençken düştüm gurbete
Gözlerim yaşlı dağlar

Nuri’ yim dile düştüm
Zülfü hayale düştüm
Yıkılaydın ey gurbet
Bak gör ne hale düştüm

Güller Gibi Gül Çocuk

Ömrün yeşil baharı
Gülü nergizi çocuk
Gürül gürül pınarı
Bitmez sevgisi çocuk

Sensin ümit kaynağı
Ömrün en güzel çağı
Kardeşliğin gül bağı
Neşe saçan tomurcuk

Gönlün dostluk çeşmesi
Dillerin kuş lehçesi
Yanağın gül bahçesi
Gözlerin mavi boncuk

Kuşlar kadar özgürsün
Dudaklarda mühürsün
İsterimki hep sürsün
Bitmesin bu yolculuk

Umudu nakışlıyor
Senin adın gül çocuk
Ağlamak yakışmıyor
Güller gibi gül çocuk


Yağmur gözlü anaların Ağıdı -1-

Ey turnalar turnalar
Hasret bağrım yaralar
Bahar geldi gül açmış
Ben giyerim karalar

Beşik beşik elerim
Bağrım başı delerim
Ben kuzumdan ayrıldım
Koyun olmuş melerim

Nazlımdı nazenimdi
Gülümdü güzelimdi
Yazbaharda allanıp
Gönüller gezenimdi

Su gelir özden beri
Dökülür gözden beri
Ben yavrumu yitirdim
Ağlarım güzden beri

Gülüm gülüm gülümşan
Mendili kaldı nişan
Ey komşular komşular
Benim halim perişan

Gitti gülşanım gelmez
Boyu fidanım gelmez
Gözlerim pınar oldu
Ciğerim canım gelmez

Gözlerim durmaz akar
Feryadım dağlar yıkar
Yüreğimden vurgunum
Odum var derin yakar

Ey dere derin dere
Suları serin dere
Ecel aldı yavrumu
Akıp gidersin nere

Güvercindi vurdular
Kanadını kırdılar
Gönlümün güzeliydi
Ah felege verdiler

Ey dağlar taşlı dağlar
Başı telaşlı dağlar
Ben yavrumu yitirdim
Gözlerim yaşlı dağlar

Mezarın derin edin
Su serpin serin edin
Muradını almadı
Ahrette yerin edin

Dağbaşları kar ağlar
Bülbül güle zar ağlar
Ben kuzumu yitirdim
Yürek yanar nar ağlar

Bağların gülü kalır
Gamlı bülbülü kalır
Yavrusunu yitiren
Boynu bükülü kalır

Gül dalında kelebek
Kanadı benek benek
Anayım unutamam
Çekerim ölene dek

Ey dere derin dere
Suları serin dere
Buralarda duramam
Gideyim nerelere


Yağmur gözlü anaların Ağıdı –2-

Şu dağların sırasına
Mezar kazın arasına
Garip kuşlar kar taşısın
Gül yavrumun yarasına

Ecel nenni ölüm nenni
Ocağımda külüm nenni
Muradını alamamış
Ağam nenni gülüm nenni

Munzur munzur aksın yaşlar
Boynu bükük kalsın başlar
Nazlı ceylan kan meliyor
Ses vermezki dağlar taşlar

Alım sarım karam oy oy
Yangın düşmüş yaram oy oy
Kara yerde üşür yavrum
Yüreğimi saram oy oy

Dağbaşları duman kara
Merhem olmaz yaralara
Dağa taşa ağıt yaksın
Haber salın analara

Kuzum nenni yavrum nenni
Alım sarım morum nenni
Zalım felek alıp gitti
Ben kimlere soram seni

Ah ey felek bunca çile
Çekilir mi ben çekeyim
Oğul denen benzer güle
Geçilir mi ben geçeyim

Göz üstünde kaş olaydım
Yanağında yaş olaydım
Oğul senin baş ucunda
bir dikili taş olaydım

Sular akar oylum oylum
İçine sarı gül koydum
Yürek mi dayanır dağlar
Yerde yatar civan boylum

Karlı dağlar ulu dağlar
Gözyaşları sulu dağlar
Bergüzar verdim yavrumu
Duyan allah kulu ağlar

Dal olam sümbül olaydım
Ahınan bülbül olaydım
Gülağamın mezarında
Boynu bükük gül olaydım

Ey ana canım ana

Ey ana canım ana
Kulum kurbanım sana
Hazan vurdu dağıldık
Her birimiz bir yana

Eller günün gün eyler
Sevinir düğün eyler
Sen ne eylersen eyle
Felek bildiğin eyler

Bahar geçti güz anam
Bağrı dolu köz anam
El kızı yalan ağlar
Sen ağlarsın öz anam

Ay doğdu ize düştü
Ayrılık güze düştü
Çarkın kırılsın felek
Ağlamak bize düştü

İpek saçı ak anam
Dilleri kaymak anam
Geldi çattı ayrılık
Doya doya bak anam

Candan ayrı can m’olur
Dertlere derman m’olur
Kendi evin dururken
El yurdu vatan m’olur

Dağları delemeyiz
İz bulup gelemeyiz
Kader ayırdı bizi
Kavuşup gülemeyiz

Dağları dağlar bekler
Deryayı çağlar bekler
Yavrusundan ayrılan
Gözleri ağlar bekler


Zalimlere mihnetim yok

Kinim öfkem nefretim yok
Malım mülküm servetim yok
Yalan dolan riya bilmem
Kem yanında kıymetim yok

Erdemle biçin değerim
Borcumu aşkla öderim
Dost gelmiş dosta giderim
Veliyim bir hikmetim yok

Yat villalar hanlar senin
Din imanlar haclar senin
Çalış çalış fakir benim
Giymeye bir ceketim yok

Ne dolanım ne de arkım
Ne yalanım ne de çarkım
Benim senden nedir farkım
Bu dünyada şöhretim yok

Köpek olup havlamadım
Kuyruğumu sallamadım
Nuri Can’dır benim adım
Zalimlere mihnetim yok

Nuri CAN

Nuri Can
Kayıt Tarihi : 30.7.2003 13:08:00
Hikayesi:


Telif Hakkı Uyarısı Nuri Can'ın resim, yazı, öykü, şiir ve diğer sanat eserleri Telif yasası gereğince yayın evimiz tarafından güvence altına alınmıştır. Tüm eserleri, BESAM ve yayın evimiz güvencesinde ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası kapsamında olup eser sahibinden izin alınmaksızın herhangi bir eserin bir bölümü ya da tamamının çalınması yada kaynak gösterilmeden alıntılanması, yayınlanması durumunda 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanununun ilgili hükümleri uygulanır. Yine İnternet yasası gereği de her hangi bir sitede eserlerinin isimsiz kullanılması halinde site sahipleri sorumlu olup, sistemlerini Cumhuriyet Savcılıklarının incelemelerine açmak durumundadır.Şikayet halinde yayınevimiz avukatları konunun takipçisi olacaklardır... Berfin Bahar ve Kora yayınları...

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mehmet Ali Ünsal
    Mehmet Ali Ünsal

    türkü tadında güzel şiir..tepriklerr

    Cevap Yaz
  • Ayla Eker
    Ayla Eker

    TANRI ya isyanım bu gece
    Verdin nur yüreği
    Acıtmak niye
    Onuru derya gönlü verdin
    Ezdirmek niye
    Sermest olup bu yürek
    Kul önünde diz mi çöksün
    Adaletin bu mu RAB
    'iyi' dikenli kefede
    'kötü' gül kefede
    Dağıtırken hakkı adil diye
    Yaratma sancısı içinde
    MEY mi aldın
    ŞİFA diye....... bu şiirimi anımsattınız birden...Teşekkürler

    Cevap Yaz
  • Muammer Çelik
    Muammer Çelik

    Destanimsi olmus:)))

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (3)

Nuri Can