Güzel Türkçemize duyarlı herkesten bir ricam var: Bu yazıyı okumak size ne kadar sıkıntı verirse versin lütfen sonuna kadar okuyunuz ve dostlarınıza okutunuz… Ve anadilimize sahip çıkmada duyarlı insanların imzası yorumlarıdır, altına yorum düşmeyi unutmayınız. Lütfen bu yazıyı bir imza kampanyası haline getirmeye katkı sağlayınız …
Ses bayrağımıza sahip çıkan herkese saygılarımla...
ANADİLİMİZ GELECEĞİMİZDİR
Türkçemiz bugün hiç bir dilin kaldıramayacağı kadar ağır bir istila altındadır. Bilim, hukuk, ticaret, siyaset, sanat, edebiyat, eğitim dili derken, en nihayet günlük konuşma dilimiz de esir edilmiştir. Her gün bir sözcüğümüz öldürülmekte veya İngilizce bir kelime dil vatandaşı kabul edilerek dilimizdeki Türkçe sözcük nüfusu dilimizde oransal olarak azaltılmaktadır. Bu gidişle Türkçemiz azınlık nüfuslar gibi koruyucu yasalar istemeye hak kazanacaktır.
Türkçede yaşanan sıkıntılar sadece bugüne mahsus değildir.Tarihte bu konuda sıkıntı yaşanmasaydı Kaşgarlı Mahmut’un “Divânu Lügati't-Türk” adlı eseri ve Karamanoğlu Mehmet Bey’in o fermanı olmazdı.Ya da bizler gençlik yıllarımızda anadili üzerinden kavgaya tutuşmazdık. İsterseniz yakın geçmişimizde yaşananları yorumlayan bir köşe yazısının son paragrafı ile o dönemi bir hatırlayıp yorumlayalım önce:
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Zeyyen Rumuzlu Hanımefendi,
Aslında bir dilin bütünüyle 'arı dil' olması mümkün değildir.İnsan isimlerinin pek çoğu dinimizin etkisi ile Arapça'dan seçilerek alınmıştır.Ancak bu kelimeleri - İslam kültürü de bizim milli kültürümüzün önemli bir parçası olduğu için- Türkçeleşmiş kelimeler sayabiliriz. Hatta bir kısmını dilbilgisi kuraları bakımından dilimize uydurmuşuz.Örneğin Peygamberimizin adı Muhammed'i Mehmet'e, benim ismim NeciB' i NeciP' e çevirmişiz.Fakat İngilizce'den dilimize giren kelimelerde bu durum işe yaramıyor, Çünkü kelimenin yazılışı ayrı, okunuşu ayrı; ayrıca bu çağ batı kültürünün ilim ve teknoloji sayesinde, diğer dil ve kültürleri sömürdüğü bir çağdır.Bundan sonra Arapça ve Farsça'dan kelime girişi olmayacaktır. Ancak İngilizce öyle mi ya?
Dikkat Öztürkçecilik, değil savaşımızın adı anadilimizi koruyup geliştirmek olmalıdır mücadelemiz.Elbet kısmen Türkçeleştirilmiş 'televizyon' gibi kelimelere de kapımızı açmalıyız. Ancak Daha Türkçe'mize kabul buyururken yazılışına mı uyacağız, okunuşuna mı gibi tümden teslimiyetçi anlayıştan ilk olarak kurtulmayı başarmalıyız.Türkçe olmayan bir sözcüğün yazılışı mı okunuşu mu, dilimize geçmeli sorusu ,tam bir teslimiyetçi yaklaşımın ürünüdür.Hiç değilse Türkçe'de kelimeler söylendiği gibi okunur, kuralına sahip çıkalım bilincine davettir benim çağrım.
Ancak bu tarafımızdan hemen kabul görecek bir yaklaşım değildir.Dilimize yeni girecek sözcük için en son geri çekilme adımıdır bu.
Dile yeni sözcük kabulünde ilk aşamalarda bu kelime Türkçe'nin dilbilgisi kurallarına uymuyor.Bu kelimenin yerine şu kelimeyi koyalım, -bu olmazsa- şu kelimeden, şu ekle şu kelimeyi türetelim, -bu olmazsa- şu iki Türkçe kelimeyi birleştirelim ve bu birleşik sözcüğü o kelimenin yerine kullanalım, şeklindeki sıralamadan sonraki son adımdır yabancı kelimeyi Türkçe'ye en yakın seslerle yazıp söylemek...
Saygılarımla...
Necip ZEYBEK/ SON SÖZ
Öyle hale gelmişiz,getirilmişiz ki neyin türkçe olup olmadığını anlamakta güçlük çeker hale geldik..
Büyük ünlü,küçük ünlü uyumları..İki sessizin ya da seslinin yanyana gelmemesi..vs türkçe derslerinde öğrendiğimiz kurallara uyum sağlama çabasında olunursa da sanki türkçe kelime yokmuş gibi geliyor..
İsimlerimiz bile türkçe değil..
Sahi ne yapılması gerekiyor?
Emeğinize sonsuz teşekkürler...Bu yazıyı Antoloji de herkesin okumasını arzuluYORUM...Gerçekten faideli tesbitler...baştan sona kadar okuduğumda...bir an caddelerdeki, TÜRKÇE mize tecavüz eden tabelalar geçti gözümün önünden...
Teşekkürler Sayın Hocam.......
Balık baştan kokar sayın Zeybek..önce ana baba,sonra öğretmenler ve bizi yönetenler anlayacak ki bunu çocuklarına anlatabilsinler..En basit bir kaç örnek;siyaset yaptığını zanneden adamların argo konuşmalarına gülen bizim vekillerimiz her gün ekranlarda. Ve işlek caddelerde rastladığımız tabelalarda yabancı isimler..ürettiğimiz Türk markalarında yabancı adları..,vs..vs..ve bu konuda bende çok hassasım .Bunu derken bile kimbilir ne kadar çok hata yaptım;))
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta