Yokluğumla “kırmızı yapraklı sevgili”, yokluğunda;
Martılarla konuştum bu sabah; “sizlere de hiç simit attı mı” diye,
Yüzüm(n) e bile bakamıyorlardı
Konuşmayı unutmuşlar gibi sadece susuyorlardı.
Anladım ki, …
Yokluğumla “akşamüstü sevgili”, yokluğunda;
Kaldırımlarla konuştum bu öğlen, “ayakkabı numarası otuzaltı mı” diye
Arşınladım kaldırımları sırf konuşsunlar diye, ama nedense
Onlarda susmayı konuşuyorlardı.
Anladım ki, …
Yokluğumla “yabancı sevgili”, yokluğunda;
Pencerenle konuştum ikindi vakti, “seni neden kapattı” diye
Sadece çarpmayı biliyordu rüzgarıyla
Sürekli ağlatan hüzünlü bir şarkıyı hatırlatıyordu bu ses.
Anladım ki, …
Yokluğumla “gözyaşı sevgili”, yokluğunda;
Gölgenle konuştum bu akşam, “seni ne zaman kimliksiz bıraktı” diye
Son nefesteydi, ama direndi çok direndi ve söylediği sadece birkaç kelimeydi:
“Kokusu kalmamış” diyebildi.
Anladım ki,
Anladım ki zevksiz bir resim bırakmışsın kentine çizilmiş ve gitmişsin..
Yokluğunun varlığında “Sarhoşum sana Sevgili”,
Bu gece vakti, pencereden yalnızlığı seyretmek gibi,
Saat yine seni soluyor şimdi
Artık ıslak sokakların yağlı boya mevsimlerimde
Artık gözlerim İstanbul’un kara bulutları
Artık Marmara yok saçlarımda
Ve artık çalısı bile su birikintisi kalbinin,
Kokusu kalmamış senimde.
…
Ben seni beş vakit yaşarken, ki ben seni adımlarıma yazarken
peki sen ne yaptın bana sevgili?
Bir martıya simit parçası atar gibi,
Otuz altı numara ayakkabının izini kalbime bırakarak,
Bir ikindi vakti pencereni kapatarak,
Yalnızlığı seyrettirip öyküne,
Gölgeni kimliksiz bırakıp ve gittin.
İstanbul’da bir park gibi, salıncaksız bırakıp ve gittin..
Oysa ceplerime kadar sendin ama sen yinede gittin:
Sen gittin kırk saçlı bir gülüşüm artık
Sen gittin uykusuz artık gökyüzü
Sen gittin yıldızlar gidilmeyen bin şehir
Sen gittin İstanbul okunmayan bir şair
Sen gittin içimde bakışların sırılsıklam
Sen gittin sensizliğimle beraber adressiz bir dolunay
Sen gittin gülüşüm kadar yalnız yüzüm.
İsteseydin bir hecen bile olabilirdim yada bir harfin, okuyamadığım yüzünde
İsteseydin uykusuz bırakırdım yüzümü ve kuşların gözyaşını tutardım gökyüzünde.
Yüzün koskoca bir şehirdir,
Yüzün yapayalnız bir şiir
Yüzün duyguları çalınmış tek dizelik bir şairdir artık
Gölgeni ıslattığın bu nehirde.
Ve sen gittin, hikayen de gitti İstanbul’dan; kokusu da
Uzun boylu bir yağmurun unutamadığı bir yere,
Unutma;
benim adım, adımlarına sıkıştırılmış bir yalnızlıktır artık.
Öykünü teslim etmişcesine, sensizlik sensin benim
Ve YÜZÜN yalnız YÜZÜM.
Aycan KöseKayıt Tarihi : 21.3.2005 16:28:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Aycan Köse](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/03/21/yuzunyalnizyuzum.jpg)
Yüzün yapayalnız bir şiir
Yüzün duyguları çalınmış tek dizelik bir şairdir artık
Gölgeni ıslattığın bu nehirde.
Varlığın yukluğa dönüşen yüzü..Var olan..
saygı ve muhabbet ile!...
zafer yazıcı
TÜM YORUMLAR (3)