Yüzün ve Yüzünün Yansıması oluverirdi Ya ...

Alperen Karadağ
76

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Yüzün ve Yüzünün Yansıması oluverirdi Yaşam Kesitim

Uzunca geçen bir sessizlik evresindeyim. Uzaktan seyrederken sevgiliyi, onca özlerken onunla geçen süreleri ve bir o kadar acı ki sesinden, yüzünden yoksunluk; tarifi yok şimdilerde sessizliğimin. Yazmak isteyip yazamamak, konuşmak isteyip susmak ve görmek isteyip bakamamak yasaklısı olduğum günden beri, düşünce suçu işleyip duruyorum geceleri. içimde kopuyor isyanlar ve bu uğurda çıkardığım savaşlarda, kuşatsam da kalelerini, sancağını alsam da elime, fethetsem de seni, gerçeğin soğuk nefesi ensemde… Yani sensizlik, yani senden sonraları ve sonrasından sonraki yalnızlık… Hiç seninle olmayan ama hep seninle hayal edilen bir ömrün son nefesleri…

Suskunluğumun en şehvetli günlerinde çıktı karşıma yüzün ve yüzünün yansıması oluverirdi günüm. Yasaktı belki, belki de haram ama yinede karşı konulamaz bir yaşama içgüdüsüydü sana sarılışım, sana, yani vazgeçemediğim mabedine sığınışım… Yalnızdım ve bunu en iyi sen anlayabiliyordun çevremde. çünkü senin, onca kalabalığın arasında benden sadece tek farkın oluyordu hep; avuçlarının arasında barındırdığın, hiç vazgeçemediğin ve her zaman ötelediğin bir yazgın olan Korkun. Sevmekten ya da sevilmekten arkana bakmaksızın kaçışın. Bu da yetmezmiş gibi önüne geçemediğin, körü körüne güttüğün gururun. İkimizde çoğulduk ama tekildik iç dünyamızda. Anlaşılamıyorduk, anlayamıyorduk olanları. Ve sadece hak etmediğimiz yaşam biçimlerine uymaya çalışıyorduk, ağır sorumluluklar altında ezilerek. Suskunluğunu, bir asalet nişanesi gibi göğsüne iğnelenmiştin. Bense haykırışlarımı, isyanlarımı dolduruyordum ceplerime. Dibe vurduğum kadar vurdum bir daha çıkmamak üzere…

Adını sayıkladıkça kalemim, yazma dürtüsü içimden hiç eksilmiyor. Yüzün ve yüzünün yansıması oluveriyordu kâğıdım. Yasaktı belki düşünmem, belki de hayal edişlerim. Ama bu kimin umurunda. Sadece bir benim bildiğim gerçeklik, gün doğumu lezizliğinde. O da sen, o da sana duyduğum bağımlılık. Olmasan, olmayacak gibiydi yaşam, olmayacak gibiydi fotosentez, dolmayacaktı hücrelerim nefesinle, seni düşündüğüm gerçekliğimde. Sana ait olan her bir parça, bir karesini oluşturuyor yaşam kesitimin ve toplasam kısa metrajlı bir film kadar yer kaplıyordu beynimde. Ama o kadar ağır bir senaryosun ki, fazla geliyor yüreğime ve kalemim ucundan akıyor kâğıdıma…

Sende doğup, sende batıyor güneşim, tüm kapılarım sana açılıyor, yüzün ve yüzünün yansıması oluveriyordu yarınlarım. Sen ise bundan bir haber halde sürdürüyorsun arta kalan zamanını. Yalnızlığınla mutlusun ve yalnızlığında huzurlu. Bende var olan onca umut sönük kalıyor artık korkularının karşısında. Sönüp giden yaşamların ardından yakılan ağıtlara karışıyor ruhum…

Sen, suskunluğunu bir asalet nişanesi gibi göğsüne iğneledin bunca zaman, bende haykırışlarımı, isyanlarımı, umutlarımı doldurdum ceplerime. Sen korktun ve durdum. Artık dibe vurduğum kadar vurdum bir daha çıkmamak üzere. Sen rahat ol yalnızlığında, çünkü ben artık karanlık kuyunun dibinde, yaşamımın son demindeyim sevgili…

Alperen Karadağ
Kayıt Tarihi : 8.10.2008 14:59:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Alperen Karadağ