Yüzleşim Şiiri - Muharrem Taç

Gerçeklerle yüzleştim işte
Darmadağın ve sessiz
İyinin iyiliğiyle ve kötünün kötülüğüyle
Katran karası gecelere göreydi
Sessizce ve tekdüzelik
Gölgelerden fırlayan kanlı ellerle
Yitik arzular,kaleler ve kölelik...
Hiçliğin ertesiyle yüzleştim
Ve bildim ve bildirildim
Bir yaprak hışırtısında,
Titrekliğinde bir böceğin
Katran karası gecelere inat
Bildirildim ve bilindiğim
Gerçeklerle yüzleştim işte sessiz ve tekdüze

Kolları uzanan göklere
Bedenlerde can oluşlar
Sorguların ve işkencelerin arefesinde
Kanlı duruşmalar
Gökyüzüne açılan kapılar ardı ardına
Ve havaya
Ve suya
Ve ateşe
Ve toprağa yemin edenlerin ertesi
Kabuslarla yüzleştim...

Ellerin sıkıştığı ısıl ortamlar bile bir bıçak sırtlığıydı
Korkularda çırpınıyordu su üzerinde yüzüşler ve bir ejderin Kal'ü Bela dişleri
Ardınsıra serpişim ve galaktik pulslar hiçe sayıyordu
Yok sayıyordu kuramlar
Yasalar öngörmüyordu
Acılara gem vuramıyordu
Sevgisinde bir çiçeğin ve uçuşunda paleolitik türlerin
Yıkılan kalelere
Ve tütsülere
Ve karabasanlara
Ve ayinlere yemin edenler öngörüsünde
Ve hipotezlerinde bilgelerin yoktu
Sakıncalılığı ve onaranlara göreydi hiçliğin kaostaki yeri
Ne ısıl ortamlar ne döngüler ve ne diğerleri
Termolojik çöküşte aranmalıydı
Kuramlar yoktu işte,yasalara bakılmamış ya da es geçilmişti ümmice
Ve kinetik ve mekanik ve burgulara göreydi
Ne Süryanilerde,ne İbranilerde,ne Babil'den Aztek güneşlerine adandı kurbanlar...
Diktayı ve demoklesi aratmadı
Bin ölüler vadisinden güneşler batışı
Ve kamaların ucunda ışıltı
Altın kalkanlarda yırtılan Ekskalibur doğrultusu
Ve bildim ve bildirildim
Benlikden dışarıda bir dış bilincin yılanları doğruluyordu...