Kasım 2002’den bugüne değin çıkan yasaların haritasını çizip üstümüze giysek; bedenimizdeki yarığın, avucumuzda hızla kayıp giden bağımsızlığın haritadaki yerlerini bir bir işaretlesek.
Satranç oynar gibi; piyon yapsak çıkan yasaları, kale yapsak, fil, vezir ve şah..
Hangi yasalarla verdik piyonları?
Kale burçlarını hangi yasalarla terk ettik?
Zehri şerbet niyetine hangi yasalarla içtik?
Fili koruyalım derken hangi yasalarla atı kaybettik?
Elimizde kalan taş ne?
Petrol yasasıyla fili mi yitirdik?
Veziri mi verdik yoksa toprak satışı yasasıyla?
Hrant Dink suikastıyla hangi taşı almak için hamle yaptılar?
Şah-mat mı diyeceklerdi yoksa 1 mart teskeresi geçseydi?
Haritalar serilsin köy meydanına, Kocatepe’ye ve Savaştepe’ye haritalar serilsin; tek tek işaretlensin yasa numaralarıyla yitirdiğimiz tepeler…
Çırılçıplak soyunalım salonun orta yerine; işaretlensin satılmadık hangi organımız kalmış diye…
Neremize denk düşer doktorum Telekom satışı?
Tohum yasası, toprak yasası neremize denk düşer?
Hangi organımızı parçaladılar ikiz ihanet yasalarıyla?
301. Madde neremize denk düşer?
Soyadımıza mı?
Cumhuriyet Savcım, sen söyle! ..
Yargıcım, sen! ..
Vicdanımıza sıkılan bir kurşun muydu Danıştay katliamı?
Hadi söyle! ..
Çavuşum, sen söyle! ..
Yüzbaşım! ..
Şemdinli’de, Atabeylerde hangi hücremize saldırdılar?
Van’da neremiz yırtıldı hocam? ..
Çıkan yasaları satrançta birer taş yapsak..
Bedenimizi bir harita gibi sersek salonun orta yerine..
Yasa numaralarıyla işaretlesek yitirdiklerimizi…
Yüzbaşılar! ..
Yüzbaşılar! ..
Bütün hamleler şaha doğru…
Kayıt Tarihi : 13.2.2007 13:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)