Yuvarlanıp gidiyoruz büyük boru hattına… Düz yazı
‘’Deryaya atılan küçük bir pislik deryayı kirletmez’’ demiş bir büyük ülama…
Ne güzel söylemiş: Yazın denizde yüzüyoruz binlerce insan, hiç kimse itiraf etmese de, hemen hepsi işiyor suya girince… Ama hiç kimse rahatsız olmaz bu sidikten… Çünkü kirlilik gözle görülmez… o kirlilikle yaşarız iç içe… Kulak bile asan olmaz şikayet edenlere… Denizin midesi geniştir. Kirlenmez…
Devlet bizim adımıza insanları öldürür. Kişisel kaprisler uğruna savaşlar çıkartıp toplu ölümlere sebep olur. İnsanlara işkence yapar, hırsızlık yapar, tecavüz eder… Dağa da kaçırır, işsiz ve aç bırakarak, erkeğe muhtaç bırakarak, kadınları kerhaneye de düşürür… Bütün bunları toplum adına yapar. Bizde bu devletin, bu toplumun yapı taşlarından biri olduğumuza göre, bizim de payımıza suç düşer. Bizde kirleniriz böylece… Onlara bu yetkiyi yasalarla biz verdiğimiz için suçluyuz…
Suçluyuz, ama bu labirentten, dolaylı olarak payımıza düşen suçu hissetmeyiz. Hissetmiyoruz. Payımıza düşen milyonlar arasında küçücüktür, hissetmeyiz… Yasal görülse bile ahlaksızlıktır insanlara layık görülen bu uygulamalar. Ama biz umursamayız bin yıllardır alışılagelmiş bu haksızlıkları… Kendimize ucu değmedikçe… Hani göz değince namus kirleniyordu… Hırsızlığın büyüğü küçüğü olmazdı…
Düşünmenin bile suç sayıldığı yerde bu suçlar yok sayılıyor… Çünkü ucu krallara çıkıyor…
Oysa bir çocuk aç kalır, ölmemek için ekmek çalarsa kıyamet kopar. Hepimizin gözünde artık ötelenmiş, damgalanmıştır. Artık ona iyi gözle bakılmaz. ‘’Çalınan büyükmüş küçükmüş fark etmez hırsızlık hırsızlıktır.’’ Denilir. Yaşama refleksi ile yapılanla, planlı organize hırsızlıklar bir tutulur…
Kendimize gelince ‘’osuruktan nem kaptığımız’’ halde bu kirlilikten rahatsız olmuyoruz.
Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyoruz… Yılan bin yıllarca yaşıyor…
Sıra bize geldiğinde biz de ölmüş oluyoruz… Yılanın boğazına girmeden deneme şansımız olmadığı için, yılanlarla yaşamaya devam ediyoruz…
Sidik te bizden yılan da… Anaç yabancı olacağına, katil bizden olsun.
Katil uğruna vururuz, vuruluruz… Hele birde ucunda cennet varsa, değme tadına…
Mehmet Halil
Kayıt Tarihi : 21.10.2017 17:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!