Ey Ay'ın ve Güneş'in nazlı kızı
Karanlık gecelerin yorgun sündüzü
Sen ellerinde zehirli sarmaşık tozu
Hangi dua bulutlara çok yakışır nezdinde?
Yağarmı yağmurlar kurak gönlüme.
Sana olan telaşlarım gözü açık bekler
Sarhoş bir bahar sabahı gibi avutur kendini
Yusufçuklar pencere kenarlarında seni bekler
Gelmezsen nefes almaz ülkem
Şehirlerim bir bir yıkılır ve kırılır sesim,
Boğazımda kelimelerden bir düğüm kalır.
Kendimle konuştukça seni duyuyorum,
İçimdeki her çığlık kendi intiharını seçiyor.
Ey kalbimin küskün mahkûmu,
hangi suçun cezasıdır bu hasret?
Bir bakışına muhtaç bir ömür mü biçtin bana?
Ben ki sustuğum her anda seni yazdım,
ellerim yanarken bile, seni yazdım
ateşi kutsal sandım. yine yazdım.
Çünkü yanmak, seninle aynı dili konuşmaktı.
Yüreğimi kırk defa kilitledim, bir sana açtım
Senin kanatlarına tutundum, bir senle uçabildim
Koynumda sakladım senli düşleri,
koklamaya kıyamadım.
Sensiz bütün renkler solgun, güller cansız
dağların yamaçlarında yalnızlık gürültüsü
Divane bir kuş gibiyim, serseri avare
Göç mevsimi çoktan geçti, bir ben kaldım münferit
Şimdi;Üfle ruhuma, başını omzuma koy
dokun acılarıma kanatmadan sev onları.
Damarlarımdan geçiyor yokluğunun uğultusu.
Ben seni beklemekle sınanan bir yolcuyum
ellerimde sabrın kanayan çivileri.
Toprağım karanlık, suyum hicran,
ama yine de filiz veriyorum senin için.
Ey sevgili Yusufçuklar aşkına
Bana göğsünden gece ver,
biraz nefes, birazda inanç…
Az da olsa ver, yoksa bu feryad,
kendi yankısında boğulacak.
Şimdi son kez: dizlerimin üstünde,
susarak bağırıyorum:
“Ey kadim aşk, ya öldür beni ya da nefesinle yaşat .”
Poyraz Can
Kayıt Tarihi : 27.10.2025 20:32:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!