Kırmızı yanaklarından süzülen yașları
Gönlümün içine koyupta saklasınlar
Ağlar ise hıçkırarak halka halka gözlerin
Beni kefenleyerek toprağa koysunlar
Bu acıya katlanamam; biliyorum
Allahın rahmeti sendeki gözler
Sanki yüreğimden bir iz bulurum
Beynim ve aklım söylesene neredeler?
Așkınla erirken anbean kayboldum
Çizilmișsin bir kalemin nakıșıyla
Kahverengi toprakların
Acı dolu türküsünü
Dağlara ve tașlara
Söylüyorum bağırarak
Kula dair hakların
Yine benim sana yanan
Sevginle fidanlașıp
Sevginle yașlanan
Yine benim sana tutuklașan
Sevdanla yeșerip
Mutluluk tablosu çizilmez ki karanlığa
Hüzün habbe habbe yüzümüze düșerken
Yitirmișiz umudu İstanbul akșamlarında
Hayatımız her yanından aksarken
Yusuf Sezer Korkmaz
Bașkaldırır isyankar duygularım
Zalimlerin zulmüne itirazım var
Kalbimin içinde bir küçük hücum
Yazılmamıș mısralara akın var.
Yusuf Sezer Korkmaz
Kapıları aralatır bendeki sorular
Olay mahallinde o gün kimler vardı?
Beynimi tırmalıyor içimdeki duygular
Benim kötü günümde kimler seyirci kaldı?
Kabuğunu çatlatır beklenen cevaplar
‘’Kaçıncı mevsim bu?’’ dedim
Kaçıncı ay?
Kaçıncı gün?
Kaçıncı yıl?
Dedi: ‘’Beşinci mevsim,
Beni çokça düșün ve
Kendine iyi bak
Tüm düșüncelerini
Aynada göreceksin
İlmek ilmek ișlenecek
Dantel gibi yalnızlığın
Kapanıșı böyle yaptık
Zaten yoktu sonumuz
Yeni bir sabaha uyandık
Ve ayrıldı yolumuz
Selametle kal sevdicek
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!