Tutmuyor ellerim,kalemlerimi
Hâlimi sâkiler,yazsın bu gece
Anlatmakla olmaz; elemlerimi
Bir ressam elleri,çizsin bu gece
Duydukça,mâziden yel estirirler
Namlunun ağzında yaşıyorum
............................../yakında -fırlatırlar-
Basarlar tetiğe
............................-acımasız-
Hayallerimi hiç düşünmeden
Ne
Dilin söylese de bir başka adı
Resmini öpmeden yatamıyorum
Her an taşıdığım gizli muradı
Üstümden bir türlü atamıyorum
Çok büyük lütuftun, büyük hediye
*Bu masal da bitti...-bitmez demiştik-
Fesleğen çiçeği.. O pembe hüzün...
Felçli hasta kadar yalnız ve tutsak.
Fesleğen çiçeği, o ilk gördüğün;
Felaketim gibi dalsız ve çıplak.
Gölgeler raks eder,rüyâ oynaşır;
Bir heves,bir akış… Şu berrak suda.
Her ağaç gövdesi,bir heycân taşır;
Sallanır yaprağı,meltem vurunca…
İzlenmeye değer: bu yeşil bahçe;
Şimdi uzaklarda kaldı
(-buzlu bir İstanbul sabahı-)
Gözyaşının terkisine atlamış
...............................-yalnızlık kokuyordu-
Ve sen bakıyordun uzaklardan
Kirli sevişmelerle kızarmıştı
dilimin ucunda aşk mısraları
........................................./ağlıyorum
güneşin batışına doğru çevirdiğim gözlerimle
.......................................................................-biliyorum-
yine olmayacaksın düşlerimde
Aksediyor ruya gibi İstanbul,
Gizli kalmış hulyaların içinde.
Derinlerden anlaşılmaz tehayyul,
Unutulmuş sevdaların sisinde.
Eski devir...Yeni devir...Ve ruya.
Yolumu hicrana çıkıyor sanma;
Senin gibi bir çok yardan geçmişim.
Gözlerimden akan yaşlara kanma;
Gelirken dumanlı yerden geçmişim.
Silmene gerek yok, mendilin kalsın.
Çanakkale,ezelden kanla süslenmiş toprak
Gelincikler diyarı; ağlıyor yaprak yaprak
Gözleri hüzünlenmiş kan damlası çiçeği;
Öz vatanında mahpus bir milletin gerçeği...
Sarılmış dört taraftan rengarenk ordularla,
Her iklim toprağından karılmış bir duvarla.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!