Bir söğüt ağacının altında
Bağdaç kurmuş oturmaktayım.
Karşıdan geçen liseli kızları,
Gözlerimle okşamaktayım.
Ceketimi savurmuşum çimlere
Ben hep aynı istasyondayım,
Hep elimde cigara kafam karışık.
Beklerim yüzyıllardır aynı treni,
Gelir veya gelmez, durur veya durmaz.
Hani üst tarafıysam bir basamağın
Yaşlı bir tepenin doruğunda
Oturup güneşi seyrettim.
Toprak kokusu tattım her satırında
Seninle ölmeye yemin ettim.
Sahil boyunca uzanmış kahvelerde
Çocuk minik bir kız sevdi.
Hayalindeki tek şey mavi panjurlu evdi.
Yüreğinde yanan sönmek bilmez alevdi.
Bir sevdaydı ki sanki koca bir devdi.
Çocuk ağladı minik kız sustu.
Bir tuafım bu aralar
Hayat avcumun içinden kayıp gidiyor,
Gönlüm yorumsuz beynim fikirsiz.
Kah yeşilleniyorum kah yaprak döküyorum
Ne olacak halim bilmiyorum.
Tek tesellim ya sabır!
Sevdadır bu
Yolu kesilmez bir çağlayan
Söndürülemez bir ateş
Anlatılamayan bir öykü.
Sevdadır bu
Türküsü susmaz.
Yaprak dökülürdü üzerimize,
Kımıldamaz otururduk
Hediyesi sayardık koca çınarın
Ben şiirler okurdum sana
Sen şarkılar söylerdin.
Hayalini kurardık oturacağımız evin
Geçiyor yedi otuz trenide
Yoksun!
Aylardan temmuz
Aşkın alevlendiği, yandığı
Caddeler kalabalık,
Sevgililer kol kola, gözlerinde tebessüm
Bir sevda var yüreğimde
Sır gibi sakladığım.
Bir ateş var tenimde
Kan, ter içinde kaldığım.
Bir sevda var yüreğimde
Kuşuma
Bitti şimdi
Bir ilk baharın bitişi gibi
Ve gitti şimdi,
Kanatlanamadan uçtu gitti.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!