Bitmeyen bir haykırış,
Dinmeyen bir acı,
Kürdüm ben…
Kürtçe ıslık çaldığım için tutuklandım
Yaşadığım için sorgulandım
Fırat dicle şahit olsun
Varsın sayfalar benle dolsun.
Özgürlüğe susamışken,
Sevgim kitabımda doğsun.
Görüşüm adalet ve dost sevgisiydi
Yarınlarım mayınlanmış toprak gibi
İntikam ateşiyle tutuşan, barut oldum şimdi
Çekilin önümden dosta gideceğim…
Ne güzel geçti,eski günlerimiz
Bugün sevginin satılık hayatlardaki kalıntıları değil,
Sıcak bir gülümseme içinde yazdığım romansın.
Başlangıcında surlarla saklı tarihin düştü aklıma
Sonun da kimliğini keşfettim, dilim gibi masumca...
Bugün depremli gecelerimdeki soğuk ve korku değil,
Zalim pusudaymış gecenin ayazında
Şarjörler çekildi yoldaşlarıma
Korkusuz kaldım yalnızlığımda
Umuda koştum yaptıklarımla…
Düşüncelerimi bölüşerek ulaştım vatanıma
Dersimde barut kokan dağlar gördüm
Diyarbakır da yıkılmaz, ölüm surları…
Mardin’in karanlık gecesinde öldüm
Cesedim düştü Ankara yollarına…
Semahlar döndüm, Hozat’ın eşsiz dağlarında
Ateş kızılı bir günde dünyaya geldim
Annemle babamın umudu olarak
İşkenceler gördüm karanlık dünyam da
Suçum ise, kendimin önderi olmak
Hep böyle yağmur diye gökten bombalar mı yağacak?
Amacı için direnen yürekler, kana mı bulanacak?
Bu kan emici yaratıkları kim, nasıl durduracak?
İçimde ki korku, bir gün bütün umutlar siyaha bulanacak…
Belki de sevdalar sevgilisiz, kahramanlıklar halksız olacak,
Hatırladıkça dalarım eski günlerime
Ararım dostu sessiz gecelerde
Ölümden ötesi yokmuş işte
Esti kafam özledim yine
Çekin önümden amansız karanlıkları
Rüyamda onu gördüm
Kürsüye çıkıp, binlerce insana seslenecek gibiydi
Gözlerinde ki amansız karanlıktan seziyordum;
Merak içinde seyrediyor
Elimi uzatsam da ulaşamıyorum…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!