Bir yüzüne ağır geldin aşkın
Kainatı bir kızıllığa gark etmeden bırakamazdım
Doğrult göğsünü şu bahara
Tüm münevverliğimden sıyrılıp
Yine entellektüel bakışlar üreteyim
Gece aynı gece
İşgal altında hayatlar yaşıyoruz
küçülerek dahil oluyoruz içlerine
ihtiyarlamak böyledir
Ve ihtiyarlık çoğu kez haz verir
Ben sürekli bir kerahet halinde
sürekli yürüyorum.
Uzak tuttum kendimi dünyaya
raflardan bir mesafe beğeniyorum
ona karşı
Jazz beni etkiliyor ne de olsa
etime diş geçiriyor
geçiriyor ve uyuşukluk
I
Kötürüm bir ruhla izlenir bulutların savaşı
Ölüme incecik kollarla ulaşırız
oysa ölüm
En kavileştiği yerde hayatın
gelişir
Şehrin yükünü sırtlandım
kekeme bir bekçiden
Rüzgarlara biat edip
boyuna yürüdüm
Gölgesindeyim
başından beri kırık kuşların
Ey şair
kişnet şu atı dağılsın
günyüzündeki mahşer yeri
sıçra hüznün yataklarından
begonyalar peşinsıra
Oku doğurganlığı ne melem
Ayrı düştük yabancısıyım
o dirim dirim yamaçların
artık koyvermiyor beni
saçların
Yaşamak dudaklarına doğru
bir nehir
Ruhumu düşürdüm önüme
Aksamasın diye dolandım dünyanızı
Onun en yumuşak tarafına bir neşter attım
Bedenimi sakladım ve büyüttüm defterinden kopan sirenin boğan haykırışında
Dokundum o mehtabın üzerime yüklediği hisab ile bu kara hisab
Elbet benden bir şey taşımaktadır
Kerpiç evler diktim dünyama
Kargışlanmaktan korkarak yaşadım
Şehrin her yanını dolandım uzuvlarımla
serildim ona karşı
Vakarımı kuşanıp derdime yaslandığım zaman
Gördüm ki teşehhüt miktarında oturakalmışım
Bulutlarla bozuşmayagör
bir dirimde irkilip sığınmak mı
boşver gölgeleri
onunla bozuşursan
yağmur bile dağlar gövdeni
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!